Tweet
Merhaba Arkadaşlar.
Öncelikle pazar günü çalışan biri olarak, tüm herkese, (biraz da imrenerek) iyi tatiller diliyorum.
Bu konu üzerine açılan onlarca başlı ve bir o kadar tartışmadan sonra "yine mi LPG" gibi düşünenlerin seslerini duyar gibiyim lakin biraz daha okuduğunuzda konunun LPG'nin dışında biraz daha farklı bir yere varacağını anlayacaksınız.
Ufak bir uyarıda bulunayım, bu sitedekiler de dahil İnsignia ve LPG üzerine ciddi birikimlerin paylaşıldığı, internet üzerinde bulunabilecek neredeyse tüm forumları ve başlıkları okudum. 2'si Yetkili 4'ü özel 6 opel servisi ile, kimisi telefondan kimisi yüzyüze görüşmelar yaptım. Araçlarında sorunsuz LPG kullanan yada kullanıp sorun yaşayan arkadaşlarla irtibat kurdum. Kısaca aynı şeylerin tekrar tekrar konuşulduğu klasik bir başlık yerine, bu konu ile ilgili bilinen tüm bilgilerin toplandığı, daha önemlisi "çözüm sunan" bir başlık açmaya çalıştım.
Bildiğiniz üzere kontrolden çıkmış benzin fiyatları yüzünden birçok arkadaşımız, alternatif bir yakıt olan LPG sistemine yönelmektedirler. Genel anlamda bakıldığında oldukça çevreci olan ve kullanılan sisteme göre %30 ile %50 oranında ciddi yakıt tasarrufu sağlayan bu LPG kitleri, 1500 TL ile 3500 TL arasında değişen rakamlarla piyasada bulunmaktadır.
Avrupa'da, çevre duyarlılığı ve ekonomik yapısı sayesinde kullanımın yaygınlaşması için yoğun devlet teşviği gören bu yakıt tipi ve sistemi, Türküye'de tam tersi bir uygulamaya maruz kalarak ard arda gelen LPG zamları ile bir nevi örselenmektedir. Buna rağmen sağladığı avantajlar nedeni ile bir çok kişi tarafından ısrarla kullanıma devam edilmekte.
LPG kullanımına bizim araçlarımız açısından bakıldığında ise, üzerinde herkesin hemfikir olduğu kronik bir arıza çıkıyor karşımıza: Subap erimesi.
Araçlarımız açısından bu güne kadar kanıtlanmış tek kronik LPG sorunu olan bu problemin sebebi olarak gösterilen magnezyum alaşımlı subapların, lpg'nin yüksek oktan değerine sahip olmasından dolayı, gerektiğinden daha çok ısınarak erime, eğilme yada şişme yapmasından kaynaklandığı bilinmektedir.
Tecrübeli arkadaşların deneyimlerine yada konu üzerine uzman olan ustaların açıklamalarına bakıldığında ortalama 25.000-35.000 Km'de kendini gösteren bu sorunun, işlemin uygulandığı yere ve malzemeye göre 1000-3000 Lira arasında maliyeti oluyor.
Subaplarda sorun oluşmasına rağmen kullanıma devam edildiğinde ise subap kapağının değişmesine kadar büyüyen bir dizi arıza yaşanıyor. Bu sorun, genel itibari ile bakıldığında LPG'nin motora açabileceği en büyük hasar ve 7.000 - 8.500 Lira arasında ağır bir yara açabiliyor. Lakin belirtmek isterim subap kapağının da değişmesini gerektiren bu komplike arızayı yaşayan sadece 2 kişi duydum.
Subapların erimesi ile ilgili en bariz belirtiler ise şunlar;
A-) (Özellikle soğuk havalarda) motor ilk çalıştırıldığında sarsıntı, titreme ve rolantide düzensizlik. (Gazda yada benzinde farketmez.) Bu titreme zamanla sadece rolantide değil, 2500 devirin altında motora her yük bindiğinde olmaya başlıyor.
B-) Belirgin ve anlaşılır seviyede çekişten düşme. Son hızın 200-180 ve zamanla 160 km/s'a kadar düşmesi
C-) Gaz yememe, Gaz tepkilerinin gecikmesi. (turbo araçlarda standart bir gecikme vardır, karıştırılmamalı)
D-) Yokuşlarda kalkış esnasında aşırı zorlanma dolayısı ile birlikte stop etme. Bu stop etmeler bir süre sonra kırmızıda beklerken yada ilk çalışma sonrası da olmaya başlıyor.
E-) Gösterge panelinde egzos emisyon arıza lambasının (sarı renkte, musluğa benzeyen motor resmi) yanıp sönmesi ve uyarı ekranında "En Kısa Zamanda Servise Giderek Bakım Yaptırınız" uyarısı.
Yukarıdaki sorunlardan iki tanesini yaşayan araç sahiplerinin, bir an önce subapları kontrol ettirmesi önerilir.
Bu kronik sorundan kurtulmak isteyen LPG markaları birçok çözüm geliştirdiler. Soğutmalı, yağlamalı, sıvı püskürtme ve dönüşümlü benzin püskürtme alternatif çözüm yollarından bazılarıydı. Belirli gelişmeler de kaydedildi. Daha az sorunlu sistemler geliştirildi ama sorunsuz sistem hala geliştirilemedi.
Konuştuğum bazı özel opel servisleri ise, arızanın sebebi ile ilgili farklı bir bakış açısına sahipler: "Subaplar kalitesiz."
Bu görüşe göre asıl sorunun kaynağı, ısıya dayanıksız subaplar. Dayandıkları nokta ise, hiç LPG takılmamış bazı araçların, düzenli bakımları yapılmasına rağmen, 100.000 - 150.000 Kmlere geldiğinde subap erime sorunu ile karşılaşıyor olmaları.
Ustalar, "zararlı olduğunu belirtemize rağmen" 98 oktan benzin kullanmaya devam edenler var. 98 oktan benzin kullananlarda bariz şekilde sorun daha sık oluyor. Bunun yanında "agresif" kullanılan araçlarda da problemin, normal kullanılanlara oranla daha sık çıktığını söyleyebiliriz, diyorlar.
Bu bilgiler doğrultusunda sağlıklı bir LPG kullanımı için subap değişiminin şart olduğu fikrine vardım. Bu noktadan sonra da karşıma 3 yol çıktı:
1-) Subaplar değiştirilecek, Lpg ile 35.000 Km gidilecek, subaplar eriyince orjinalleri ile değiştirilecek. Yine bir 35.000 Km gidilecek. Araçtan zamanla soğunacak.
2-) Yeni çıkan kaplamalı subaplar takılacak. Bu subaplar, orijinal subapların ısıya dayanıklı bir materyal ile kaplanması ile ortaya çıkıyor. Isıya dayanıklı materyal sayesinde subapların ömrü bariz bir şekilde uzuyor. Bu şekilde 35.000 km olan ortalama subap ömrü 50.000 - 70.000 km arasına çıkarıldığı söyleniyor. O kilometrelere de çıkanlar mevcut. Maliyet ise orijinal subaplardan pek farklı değil.
3-) Özel üretim ısıya dayanıklı çelik subap takmak. Bu çözümü hangi ustaya sorarsam sorayım, "evladiyelik" cevabı alıyorum. Söylediklerine göre bu subaplar çok dayanıklı, olarak özel yapılıyor. Zaten üreten firmaların tamamı da lpgli insignia'lar için özel üretiyorlar bu subapları. Şu an için en mantıklı çözüm de bu gübü görünüyor.
Konu ile ilgili tecrübeli bir arkadaşın yaptığı açıklamayı veriyorum:
Not alıntıdır:
"Fabrikasyon LPG'li olarak üretilen ve 2004 yılında avrupada satılan 1.8 L focusların ülkemizde satılan 1.6 L benzinli focuslardan tek farkı çelik subap gaydlarıdır(valve seats). Subap da dahil tüm silindir kapağı aynıdır.
LPG kaynaklı subap hasarı oluşursa subap gaydlarını tıpkı Taunus'larda yapıldığı gibi çelik olanlarla değiştirirsiniz.
Kaldı ki kendi focus'umda çok uzun km'lerdir düzgün karışımla LPG kullanıyorum. Şu ana kadar herhangi bir komprasyon kaybı yok. Subap sorunu yaşayan focuslar genelde arıza ışığı yanarak dolaşan, fakir karışıma maruz kalan focuslardır.
Sonuç olarak subap meselesi tüm markalar için bu denli büyütülecek bir mesele değildir. Düzgün bir montaj ve düzgün bir kalibrasyon ile sorun yaşanması yüzbin km'leri bulur. Tek başına subap sorununun da maliyeti LPG'den vazgeçecek ölçüde değildir. Ben kendi focus'umda önce kitin, sonra komple motorun amortismanını yaptım. Şimdi de komple aracın amortisini yapıyorum."
Son cümleyi bilerek koyu yazdım. Çünkü 100.000 Km'deki bir İnsignia 43.000 -45.000 lira gibi korkunç bir benzin sarfiyatı yapmış bulunuyor. O 100.000 km'yi LPG ile yaptığınızda ortalama 20.000 liranız cebinizde kalır. Orta halli, ikinci el bir "C" segmenti araç demek bu.
Yine farklı bir arkadaşın yorumu:
"Subap erimesinin tedavisi max.1000 tl civarında. çelik subap takıyorlar.
Honda civic 120 bg ot. 6 sene zavolli kullandık.. hiç problem yaşamadık. sadece geçen yıl subaplar sıkılaşmış ve hararet yapmıştı honda, neler neler dediler radyotör sağır değiştir, otomatik şanzıman bitmiş 2000 tl masraf.. orta susturucu değişir dediler vs. ben de ustama , sen bir subap ayarı yap dedim .. ve düzeldi araba.."
Yukarıda anlatılanlara baktığınızda belirtilen önemli bir ayrıntı var. Fabriakada çıkan LPG'li araçların tamamında ısıya dayanıklı çelik subap kullanılmış.
Üstelik oldukça sağlam bir araştırma-inceleme yapmama rağmen (hangi marka yada model olursa olsun) çelik subap taktırıp LPG'den şikayet eden yada zararı olduğunu iddia eden birine rastlamadım.
Peki neden servisler araca LPG takarken bu sorundan bahsederek çelik subap önermiyorlar?
İki basit cavabı var:
1-) Maliyet 5000 Liraya çıkıyor. LPG önce aracın üzerindeki subapları bitirsin, sonra takalım mantığı hakim. Çelik subap olayından bihaber olan yada bu işlemi göze alamayan servisler ise İnsignia'ya montaj yapmıyoruz yada tavsiye etmiyoruz cevapları ile müşterileri gönderiyor. Çünkü subap değişimi nereden baksanız kaliteli bir LPG kiti ile aynı fiyatlara geliyor.
Bu da 2500 TL (LPG kiti) + 2500 TL (çelik subap değişimi) = 5.000 lira ediyor.
En basit hesapla bile 16-17 depo benzin parası, dolayısı ile 10.000 kilometre yol anlamına gelen bu 5.000 liralık bu maliyetin birçok kişiyi LPG montajından vazgeçireceği aşikar. Çünkü bu maliyeti amorti edebilmek için en az 13.500 km yol yapmak gerekiyor. İleride yaşanacak subap probleminin kesin olması, servislerin neden İnsignia'lara LPG takmadıklarını yada tavsiye etmediklerini anlamamızı sağlıyor.
2-) Bir çok firma sadece LPG montaj işiyle uğraşmak istiyor. Subap değiştirme işi biraz daha farklı bir iş olduğundan bulaşmak istemiyorlar. Çünkü bu sistem için 5.000 lira vermiş adam kesin sonuç ister. Olumsuz bir sonucu kabul etmez. Bu riski de almak istemiyorlar.
Bazı arkadaşların bildiği üzere aracımı yeni aldım. Aradığım donanımları bulunduran araç sayısı az olduğu için fazla da şansım olmadan LPG kiti takılmış bir araç satın aldım. Kitin markasını falan da bilmiyordum alırken.
Lakin LPG'de kullandığımda subaplardan kaynaklandığı bariz olan bazı sorunlar başgösteriyor. Özellikle araç LPG ile uzun süre kullanıldığında ortaya çıkan sorunlar, aracı LPG'de kullanma hevesimi kaçırdı. Şu an sadece benzinde kullanıyorum ve bir sorun yok ama ne yazık ki sarfiyatını hesaplamak için gaflete düşüp LPG ile bir test sürüşü yapmış bulundum. (ne bulaşırsın
Hala çıkan rakamların şokundayım. Uzun yolda 0,19, şehir içinde 0,24 kuruş, ortalama 21 kuruş gibi maliyetler çıktı. gerçekleşen test sürüşü sonrasında bu aracı özellikle de uzun yolda, LPG'de kullanmanın oldukça faydalı olduğu kararına vardım. Cehalet mutluluktur derler ya, kesinlikle katılıyorum. Test sürüşü olmasaydı ne bu rakamlardan haberim olacakta, ne de böyle bi derdim. Paşa Paşa benzinde gidiyordum şlmdi
Bazı arkadaşlar "sen hani benzinde kullancaktın" diyebilir. Doğrudur. Aracı alma niyetim buydu ama hesapta bazı değişmeler oldu.
Öncelikle aracın üzerindeki LPG kiti aklıma kurt düşürdü. Teleflex GFİ marka olan bu kiti biraz araştırdım. Hollanda malı, Prins'ten daha pahalı bir sistem olduğunu, şu an kullanılabiliecek en iyi kitlerden biri olduğunu öğrendim. Aracın montajına baktığınızda bu kaliteyi daha iyi anlıyorsunuz. Daha önce çok LPG sistemi gördüm. Bu sistem gerçekten fakllı bir olay. Tek dezavantajı servisinin az olması, belli başlı illerde var.
Yani bende LPG kiti zaten mevcut. Sadece subap değişim masrafım olacak.
Diğer değişen olay ise hiç hesapta yokken bu ay 5000 km ekstra yol yapacak olmam süprizi. Bakımlarla birlikte 3000 liralık maliyet demek oluyor.
Kısaca şu fikir aklımı çeliyor: İnsignia prestiji ve konforu ile uzun yolda ortalama 20-25 kuruş kilometre maliyeti. Ütopya gibi
Aynı zamanda altınızdaki LPG'li kuzuyu, önce LPG anahtarına, sonra da FlexRide'ta bulunan Sport tuşuna basarak 180 Hp'lik bir canavara dönüştürmek de apayrı bir güzellik olur.
Dün Anakara'da bulunan bir Teleflex GFİ Bayisi ile konuştum:
- Araç insignia, dedim.
- Önermiyoruz, dediler.
- Araçta takılı, dedim.
- Sorun çıkartıyor, dediler
- Çelik subap? dedim.
- Bak işte onu dersen, on numara olur, dediler.
- Peki çelik subap olayını neden baştan söylemedin? dedim.
- Önermiyoruz demek, subaplarla birlikte 5000 lira tutar, demekten kolay. dediler.
Olay tam tahmin ettiğim gibi yani.
Fiyatı sordum. Aracın kilometresini sordular. Dedim 54.000. O zaman 60.000'e doğru gel. Trigeri değiştiririz, subapları değiştiririz, periyodik bakımını yaparız, LPG kalibrasyonunu yaparız. Kız gibi göndeririz arabayı. Hepsi birlikte 2500 lira tutar dediler. Bakım ve triger 1000 lira tursa 1500'e subaplar değişmiş olacak. Fiyat böyle görünüyor.
İşlemler toplam 2 gün sürüyormuş. Araç iki gün kalacak yani.
Çelik subapların motora bir zararı olru mu diye sorarsanız, bilmiyorum.
Fabrikasyon bir çok araçta, orijinal hali ile hem magnezyum alaşımlı subap, hem de (LPG'li versiyonları için) çelik subap uygulaması var. Parçaların sadece üretildiği materyal farklı. Yapısal olarak aynılar. Bu nedenle herhangi bir sorun çıkacağını sanmıyorum ama bunu sadece zaman gösterecek.
Daha önce söylemiştim. Bu arabayı, insignia'nın tadına bir bakayım, önümüzdeki yaz satarım diye almıştım ama tahminimden fazla ısındım arabaya.
Kısmetse 10 gün içinde subapları, ısıya dayanıklı çelik subaplar ile değiştiriyorum. Sonuç ne çıkacak bilmiyorum ama eğer tahmin ettiğim gibi iyi bir sonuç çıkarsa, en az 5 yıl değiştirmem bu arabayı. O kadar bilendim yani.
Daha önce bu işlemi yaptıran kişi sayısı çok az. Subapları yakanlar, çoğunlukla serviste orijinal subap taktırıyorlar. Bu benim geçtiğim yollardan daha önce geçmiş biri varsa ve yol gösterirse, gerçekten memnun olurum.
Herkese az yakıtlı, bol konforlu yolculuklar.
.................................................. .................................
Öncelikle başınızdan geçen talihsiz olaylar için geçmiş olsun diyorum. Genel olarak bakıldığında yaptığınız yorumlar görüşlerimi destekler yönde.
İlk olarak LPG montajı yapılan 1.6 Turbo insignia'larda yaşanan kronik problem, yani subap erime denen olay başınıza gelmiş. Lakin bundan sonraki işlem akıllıca yapılmış. Bu da fabrikasyon orijinal subaplar yerine çelik subapların takılması. Bu yapılmayıp yine orijinal subap takılsaydı, aynı terane yeniden başlar, 25.000 Km sonra yine servise uğramak zorunda kalırdınız.
Bundan sonra ne olacağı hakkında benim öngörüm (bakımlar düzenli yapıldığı taktirde) en az 80.000 - 100.000 km sorunsuz aracınızı kullanacağınız yönünde olur.
115'li turbosuz motorlarda LPG (çok agresif kullanımlar dışında) herhangi bir soruna sebep olmuyor denilse de 1.5 tona yakın ağırlıktaki bu aracı zaten zor kaldıran 115 Hp, 1.6 litrelik atmosferik motor, LPG'nin neden olduğu çekiş kaybı ile tamamen yetersiz kalıyor. Özellikle yokuş yukarı aracın yerinden kaldırılması tam anlamı ile kabusa dönüyor. Bunu daha önce kullandığım 2007 Vectra'mdan da biliyorum. 105 Hp, 1.6 twinport motor LPG'ye alındığında, özellikle de kalkışlarda saç, baş yolduruyordu.
Size yeni takılan yeni beyin, magnezyum alaşımlı subapları korumak amacı ile yüksek devirlerde aracı benzine geçirerek subapların korunmasını sağlıyor. Benzini, bir nevi soğutma aracı olarak kullanıyor diyebiliriz. Bu neden yakıtınızda da artış kaçınılmaz oluyor.
Artık subaplarınız çelik olduğu için ısıdan etkilenme yada erime sorunları yaşamazsınız. Lakin motor bloğunda bulunan magnezyum alaşımlı tek parça da subaplar değil. İnsignia'larda kullanılan 1.6 Turbo motorlardaki piston yatakları da magnezyum alaşımlı. Sizin şu anki sisteminiz yüksek ısı dolayısıyla uzun vadede piston yataklarında yaşanabilecek olumsuzluklardan da korunmanızı sağlar.
Şehir içinde 100 km'de 10-11 litre gaz ve 2-3 litre sarfiyatım var demişsiniz. Bu şehiriçinde, Km'de 30-35 kuruşluk bir sarfiyata denk gelir ve benim görüşüme göre LPG'li bir insignia için olması gereken en ideal ve en sağlıklı tüketim rakamlarıdır. Bu rakamdan aşağısı motora, yukarısı cebe sıkıntı yaratır. Yapmayı düşündüğüm subap değişiminden sonra yakalamak istediğim rakamlar kesinlikle bunlar.
Bu arada araçlarında LPG kullanan yada LPG dönüşümü yaptırmak isteyen arkadaşlara önemli bir uyarım var.
Arkadaşlar LPG kesinlikle ama kesinlikle "bir tasarruf" sistemidir.
Ben LPG'mi takar, gazı kökler öyle kullanırım diyen arkadaşlar, araçlarından, tatmin etmeyen performans ve aşırı ısınma kaynaklı arızalardan başka birşey beklemesinler. LPG sistemlerinden beklenilen performans, sağlıklı bir sürüş için istenilen kadar olmalıdır.
Hız denemesi yaparken, aracın gücünü ölçerken yada yarışırken LPG kullanmak, bir insignia şöförünün yapabileceği en mantıksız iştir kanımca. Çünkü sistemin mantığına aykırıdır.
LPG'yi sadece uzun yolda, 5.-6. viteste, 2500-3000 devir aralığında, 110 / 120 km/h ortalama hızlarda ve yokuşlarda motoru çok zorlamadan kullanan araçlarda, orijinal magnezyum alaşımlı subaplarda bile sıkıntı yaşamazsınız.
.................................................. .............................
(Aşağıdaki, yukarıdakilerden ileti 3 gün sonra yazılmıştır):
Arkadaslar bugün aracı teslim aldım. Yapılan işlemleri kısaca özetleyim.
Önce aracın subaplarina baktılar. Herhangi bir yıpranma var mı diye. Tüm test ve denemelerden iyi sonuc çıktı. Subaplarda yada motorda herhangi bir sıkıntı olmadıgını anlayınca LPG'nin durumuna baktılar.
Araca LPG gecen yıl, 42.000 km'de takılmış. Araç su an 54.000'de. Ayrıca LPG takılmış ama kullanılmamış diyebilirim.
Biraz inceledikten sonra aracın LPG'de neden sıkıntı çıkarttığını buldular. LPG'nin iki enjektoru ve regulatorde sorun varmış. Yenileriyle değiştirip kalibrasyon yaptılar.
Tüm işlemler bittikten sonra insignialarda kullandıkları yaglama sisteminden bahsettiler. Normalde 30.000 km giden subaplarin ömrünü 60.000 - 70.000 kmlere kadar cikartabiliyormus bu yaglama sistemi. Böyle olunca taktirdim bende. (fiyatı 100 lira bu arada)
En son sıra subap degisimine geldi. Su an üzerindeki subalarin normal şartlarda 20.000 km, yaglama sistemi ile 40 - 50 bin km sorunsuz gideceğini söylediler. Celik subaplarin şimdi takarsak bir daha ne LPGde, ne de subaplarda herhangi bir sorunla karşılaşmaz, sorunsuz binersiniz aracınıza. Ama söyle de bisey var. Sırf sağlam olsun diye tertemiz subaplari değiştirmek de mantiksiz ve israf olur, dediler.
Gecen sene aracını yeni aldığında, daha 4.000 km'deyken kit taktiğimiz bir müşterimiz var. Araç dün 65.000 de bakıma geldi. Ne subap erimesi, ne de başka bir sorun var. Saat gibi sorunsuz kullanıyor aracı. diye bilgi verdiler. Hatta müşterinin telefon numarasını da verdiler. Olur sormak sitediginiz bisey olursa arayın. Dediler.
Kısaca celik subap olayını, su anki subaplarla sorun yaşayana kadar, usta ile ortak bir kararla erteledik. Kim bilir, belki de hic sorun yasamayız, zaman gösterecek.
LPG ile ilk izlenim ve veriler.
SARFİYAT:
Depoyu doldurdum.
50 km Ankara sehir ici dur kalk, kalan 180 km'si ise ortalama 140-170 km/h hızlarda olmak üzere toplam 230 km sonra depo bitti. Pompaya yanastim. Tam 55 liralık gaz aldı. (litresi 2.24 liradan)
Km'de 24 kuruş yakmış. 100 km'de 11 litre gaz demek oluyor. Zamanla yaptigim tüm ölçümleri düzenli olarak vereceğim.
PERFORMANS:
Kalkış ve ara hızlanmalarda farkı anlamak hakikaten zor. Aracın benzinde mı gazda mı olduğunu anlamak için LPG düğmesine bakmak gerekiyor. Son hızı ise müsait yol olmadıgından bırakın LPGyi daha benzinde bile ölçüm yapamadım. Lakin denemek için ufak bir fırsatım oldu. Hiç sikintisiz 200e kadar çıktım. Bu hız benim için yeterli.
KONFOR:
Bazı arkadaslar enjektor sesini soruyorlar. Diğer kitlerin durumunu bilmiyorum ama Teleflex GFİ'nin en önemli özelliklerinden biri, enjektorlerinin, benzin enjektorlerinden bile sessiz calışması. (sitesini gezinde anlarsınız) Ama özellikle söylüyorum, diğer kitleri bilmiyorum.
Aracı ilk çalıştırdığınızda, motor sıcak olsa bile siz gaza basmadığı sürece ECU motoru LPG'ye geçirmiyor. Bu sayede ne kadar dikkat ederseniz edin LPG geçişlerini anlayamiyorsunuz.
KOTU YÖNLERİ:
1-) Standart tüm kitlerde olduğu gibi gazdayken rolanti çok az düşük. Bu da hafif bir titreşim yapıyor. Ama bu titreşimi farketmek için çok hassas olmanız lazım. Müziğin ve camların kapalı olması vs. gerek.
2-) Depo küçük. 55 - 60 liraya doluyor. Doğal olarak da menzil biraz kısaltıyor. Tavsiyem taktiracaksaniz tankı büyük alın. 50 lt ideal olur. 110 -120 liraya dolar, 500 km menziliniz olur.
3-) Uzun vadede motora olan etkileri bilinmiyor. Ama su da bir gercek ki 10.000 km'de kiti, 15.000 km'de subaplar ve kiti, 35.000 km'de tum motoru, 100.000 km'de 3 kez motoru, 150.000 km'de tüm aracı amortisman edeceğinizi düşününce, insanın uzun vadede pek bir endişesi kalmıyor. Sonuc olarak 170.000 km gazda kullanırsanız aynı model bir insignia'niz daha oluyor.
4-) Vana benzin depo kapağının altında olunca pompacilar vanayı bulamayip yerini size soruyorlar.
Genel durum bu.
.................................................. ...............................................
Bu arada 3. depo da bitti. Sonuç şöyle:
Tamamen sehir ici sıkışık trafik. Sürekli dur kalk ve yüksek devirli kullanım. Motor hep sicakti. Bu yüzden benzin sarfiyati sıfır.
Tam 170 km'de depo bitti. Pompaya yanastik, 60 liraya doldu.
Kilometrede 60 / 170 = 35 kuruş sarfiyat olmuş.
Bu arada belirtmem gerekli gazı çok pahalıya aldım. Litresi 2,46 liradan.
Gazı usenmeyerek 2,15 - 2,25 tl gibi normal rakamlara alsaydım sarfiyat 32 kuruş olacaktı. Yeni denemeler oldukca aktarmaya devam edicem.
.................................................. ..............................................
LPG ile 4. depo da bitti. Sonuçlar:
Tamamen şehir içi agresif kullanım.
61 liralık gaz ile 178 km. (gazın litresi yine pahalı aldım. Litre 2,46 tl'den)
61 / 178 = 34 kuruş.
.................................................. ...............................................
Güncel veriler:
6. depo: Göreme gezisinde agresif değil ama sürekli yokuşlu, şehir içi kullanım. Depo bitmeden doldurdum.
132 km = 48 TL = 36 kuruş/km
7. depo: Ihlara gezisi. 170 km şehir dışı sakin kullanım, 60km şehir içi, toplam: 230 km = 61 TL = 26 kuruş/km
Öncelikle pazar günü çalışan biri olarak, tüm herkese, (biraz da imrenerek) iyi tatiller diliyorum.
Bu konu üzerine açılan onlarca başlı ve bir o kadar tartışmadan sonra "yine mi LPG" gibi düşünenlerin seslerini duyar gibiyim lakin biraz daha okuduğunuzda konunun LPG'nin dışında biraz daha farklı bir yere varacağını anlayacaksınız.
Ufak bir uyarıda bulunayım, bu sitedekiler de dahil İnsignia ve LPG üzerine ciddi birikimlerin paylaşıldığı, internet üzerinde bulunabilecek neredeyse tüm forumları ve başlıkları okudum. 2'si Yetkili 4'ü özel 6 opel servisi ile, kimisi telefondan kimisi yüzyüze görüşmelar yaptım. Araçlarında sorunsuz LPG kullanan yada kullanıp sorun yaşayan arkadaşlarla irtibat kurdum. Kısaca aynı şeylerin tekrar tekrar konuşulduğu klasik bir başlık yerine, bu konu ile ilgili bilinen tüm bilgilerin toplandığı, daha önemlisi "çözüm sunan" bir başlık açmaya çalıştım.
Bildiğiniz üzere kontrolden çıkmış benzin fiyatları yüzünden birçok arkadaşımız, alternatif bir yakıt olan LPG sistemine yönelmektedirler. Genel anlamda bakıldığında oldukça çevreci olan ve kullanılan sisteme göre %30 ile %50 oranında ciddi yakıt tasarrufu sağlayan bu LPG kitleri, 1500 TL ile 3500 TL arasında değişen rakamlarla piyasada bulunmaktadır.
Avrupa'da, çevre duyarlılığı ve ekonomik yapısı sayesinde kullanımın yaygınlaşması için yoğun devlet teşviği gören bu yakıt tipi ve sistemi, Türküye'de tam tersi bir uygulamaya maruz kalarak ard arda gelen LPG zamları ile bir nevi örselenmektedir. Buna rağmen sağladığı avantajlar nedeni ile bir çok kişi tarafından ısrarla kullanıma devam edilmekte.
LPG kullanımına bizim araçlarımız açısından bakıldığında ise, üzerinde herkesin hemfikir olduğu kronik bir arıza çıkıyor karşımıza: Subap erimesi.
Araçlarımız açısından bu güne kadar kanıtlanmış tek kronik LPG sorunu olan bu problemin sebebi olarak gösterilen magnezyum alaşımlı subapların, lpg'nin yüksek oktan değerine sahip olmasından dolayı, gerektiğinden daha çok ısınarak erime, eğilme yada şişme yapmasından kaynaklandığı bilinmektedir.
Tecrübeli arkadaşların deneyimlerine yada konu üzerine uzman olan ustaların açıklamalarına bakıldığında ortalama 25.000-35.000 Km'de kendini gösteren bu sorunun, işlemin uygulandığı yere ve malzemeye göre 1000-3000 Lira arasında maliyeti oluyor.
Subaplarda sorun oluşmasına rağmen kullanıma devam edildiğinde ise subap kapağının değişmesine kadar büyüyen bir dizi arıza yaşanıyor. Bu sorun, genel itibari ile bakıldığında LPG'nin motora açabileceği en büyük hasar ve 7.000 - 8.500 Lira arasında ağır bir yara açabiliyor. Lakin belirtmek isterim subap kapağının da değişmesini gerektiren bu komplike arızayı yaşayan sadece 2 kişi duydum.
Subapların erimesi ile ilgili en bariz belirtiler ise şunlar;
A-) (Özellikle soğuk havalarda) motor ilk çalıştırıldığında sarsıntı, titreme ve rolantide düzensizlik. (Gazda yada benzinde farketmez.) Bu titreme zamanla sadece rolantide değil, 2500 devirin altında motora her yük bindiğinde olmaya başlıyor.
B-) Belirgin ve anlaşılır seviyede çekişten düşme. Son hızın 200-180 ve zamanla 160 km/s'a kadar düşmesi
C-) Gaz yememe, Gaz tepkilerinin gecikmesi. (turbo araçlarda standart bir gecikme vardır, karıştırılmamalı)
D-) Yokuşlarda kalkış esnasında aşırı zorlanma dolayısı ile birlikte stop etme. Bu stop etmeler bir süre sonra kırmızıda beklerken yada ilk çalışma sonrası da olmaya başlıyor.
E-) Gösterge panelinde egzos emisyon arıza lambasının (sarı renkte, musluğa benzeyen motor resmi) yanıp sönmesi ve uyarı ekranında "En Kısa Zamanda Servise Giderek Bakım Yaptırınız" uyarısı.
Yukarıdaki sorunlardan iki tanesini yaşayan araç sahiplerinin, bir an önce subapları kontrol ettirmesi önerilir.
Bu kronik sorundan kurtulmak isteyen LPG markaları birçok çözüm geliştirdiler. Soğutmalı, yağlamalı, sıvı püskürtme ve dönüşümlü benzin püskürtme alternatif çözüm yollarından bazılarıydı. Belirli gelişmeler de kaydedildi. Daha az sorunlu sistemler geliştirildi ama sorunsuz sistem hala geliştirilemedi.
Konuştuğum bazı özel opel servisleri ise, arızanın sebebi ile ilgili farklı bir bakış açısına sahipler: "Subaplar kalitesiz."
Bu görüşe göre asıl sorunun kaynağı, ısıya dayanıksız subaplar. Dayandıkları nokta ise, hiç LPG takılmamış bazı araçların, düzenli bakımları yapılmasına rağmen, 100.000 - 150.000 Kmlere geldiğinde subap erime sorunu ile karşılaşıyor olmaları.
Ustalar, "zararlı olduğunu belirtemize rağmen" 98 oktan benzin kullanmaya devam edenler var. 98 oktan benzin kullananlarda bariz şekilde sorun daha sık oluyor. Bunun yanında "agresif" kullanılan araçlarda da problemin, normal kullanılanlara oranla daha sık çıktığını söyleyebiliriz, diyorlar.
Bu bilgiler doğrultusunda sağlıklı bir LPG kullanımı için subap değişiminin şart olduğu fikrine vardım. Bu noktadan sonra da karşıma 3 yol çıktı:
1-) Subaplar değiştirilecek, Lpg ile 35.000 Km gidilecek, subaplar eriyince orjinalleri ile değiştirilecek. Yine bir 35.000 Km gidilecek. Araçtan zamanla soğunacak.
2-) Yeni çıkan kaplamalı subaplar takılacak. Bu subaplar, orijinal subapların ısıya dayanıklı bir materyal ile kaplanması ile ortaya çıkıyor. Isıya dayanıklı materyal sayesinde subapların ömrü bariz bir şekilde uzuyor. Bu şekilde 35.000 km olan ortalama subap ömrü 50.000 - 70.000 km arasına çıkarıldığı söyleniyor. O kilometrelere de çıkanlar mevcut. Maliyet ise orijinal subaplardan pek farklı değil.
3-) Özel üretim ısıya dayanıklı çelik subap takmak. Bu çözümü hangi ustaya sorarsam sorayım, "evladiyelik" cevabı alıyorum. Söylediklerine göre bu subaplar çok dayanıklı, olarak özel yapılıyor. Zaten üreten firmaların tamamı da lpgli insignia'lar için özel üretiyorlar bu subapları. Şu an için en mantıklı çözüm de bu gübü görünüyor.
Konu ile ilgili tecrübeli bir arkadaşın yaptığı açıklamayı veriyorum:
Not alıntıdır:
"Fabrikasyon LPG'li olarak üretilen ve 2004 yılında avrupada satılan 1.8 L focusların ülkemizde satılan 1.6 L benzinli focuslardan tek farkı çelik subap gaydlarıdır(valve seats). Subap da dahil tüm silindir kapağı aynıdır.
LPG kaynaklı subap hasarı oluşursa subap gaydlarını tıpkı Taunus'larda yapıldığı gibi çelik olanlarla değiştirirsiniz.
Kaldı ki kendi focus'umda çok uzun km'lerdir düzgün karışımla LPG kullanıyorum. Şu ana kadar herhangi bir komprasyon kaybı yok. Subap sorunu yaşayan focuslar genelde arıza ışığı yanarak dolaşan, fakir karışıma maruz kalan focuslardır.
Sonuç olarak subap meselesi tüm markalar için bu denli büyütülecek bir mesele değildir. Düzgün bir montaj ve düzgün bir kalibrasyon ile sorun yaşanması yüzbin km'leri bulur. Tek başına subap sorununun da maliyeti LPG'den vazgeçecek ölçüde değildir. Ben kendi focus'umda önce kitin, sonra komple motorun amortismanını yaptım. Şimdi de komple aracın amortisini yapıyorum."
Son cümleyi bilerek koyu yazdım. Çünkü 100.000 Km'deki bir İnsignia 43.000 -45.000 lira gibi korkunç bir benzin sarfiyatı yapmış bulunuyor. O 100.000 km'yi LPG ile yaptığınızda ortalama 20.000 liranız cebinizde kalır. Orta halli, ikinci el bir "C" segmenti araç demek bu.
Yine farklı bir arkadaşın yorumu:
"Subap erimesinin tedavisi max.1000 tl civarında. çelik subap takıyorlar.
Honda civic 120 bg ot. 6 sene zavolli kullandık.. hiç problem yaşamadık. sadece geçen yıl subaplar sıkılaşmış ve hararet yapmıştı honda, neler neler dediler radyotör sağır değiştir, otomatik şanzıman bitmiş 2000 tl masraf.. orta susturucu değişir dediler vs. ben de ustama , sen bir subap ayarı yap dedim .. ve düzeldi araba.."
Yukarıda anlatılanlara baktığınızda belirtilen önemli bir ayrıntı var. Fabriakada çıkan LPG'li araçların tamamında ısıya dayanıklı çelik subap kullanılmış.
Üstelik oldukça sağlam bir araştırma-inceleme yapmama rağmen (hangi marka yada model olursa olsun) çelik subap taktırıp LPG'den şikayet eden yada zararı olduğunu iddia eden birine rastlamadım.
Peki neden servisler araca LPG takarken bu sorundan bahsederek çelik subap önermiyorlar?
İki basit cavabı var:
1-) Maliyet 5000 Liraya çıkıyor. LPG önce aracın üzerindeki subapları bitirsin, sonra takalım mantığı hakim. Çelik subap olayından bihaber olan yada bu işlemi göze alamayan servisler ise İnsignia'ya montaj yapmıyoruz yada tavsiye etmiyoruz cevapları ile müşterileri gönderiyor. Çünkü subap değişimi nereden baksanız kaliteli bir LPG kiti ile aynı fiyatlara geliyor.
Bu da 2500 TL (LPG kiti) + 2500 TL (çelik subap değişimi) = 5.000 lira ediyor.
En basit hesapla bile 16-17 depo benzin parası, dolayısı ile 10.000 kilometre yol anlamına gelen bu 5.000 liralık bu maliyetin birçok kişiyi LPG montajından vazgeçireceği aşikar. Çünkü bu maliyeti amorti edebilmek için en az 13.500 km yol yapmak gerekiyor. İleride yaşanacak subap probleminin kesin olması, servislerin neden İnsignia'lara LPG takmadıklarını yada tavsiye etmediklerini anlamamızı sağlıyor.
2-) Bir çok firma sadece LPG montaj işiyle uğraşmak istiyor. Subap değiştirme işi biraz daha farklı bir iş olduğundan bulaşmak istemiyorlar. Çünkü bu sistem için 5.000 lira vermiş adam kesin sonuç ister. Olumsuz bir sonucu kabul etmez. Bu riski de almak istemiyorlar.
Bazı arkadaşların bildiği üzere aracımı yeni aldım. Aradığım donanımları bulunduran araç sayısı az olduğu için fazla da şansım olmadan LPG kiti takılmış bir araç satın aldım. Kitin markasını falan da bilmiyordum alırken.
Lakin LPG'de kullandığımda subaplardan kaynaklandığı bariz olan bazı sorunlar başgösteriyor. Özellikle araç LPG ile uzun süre kullanıldığında ortaya çıkan sorunlar, aracı LPG'de kullanma hevesimi kaçırdı. Şu an sadece benzinde kullanıyorum ve bir sorun yok ama ne yazık ki sarfiyatını hesaplamak için gaflete düşüp LPG ile bir test sürüşü yapmış bulundum. (ne bulaşırsın
Hala çıkan rakamların şokundayım. Uzun yolda 0,19, şehir içinde 0,24 kuruş, ortalama 21 kuruş gibi maliyetler çıktı. gerçekleşen test sürüşü sonrasında bu aracı özellikle de uzun yolda, LPG'de kullanmanın oldukça faydalı olduğu kararına vardım. Cehalet mutluluktur derler ya, kesinlikle katılıyorum. Test sürüşü olmasaydı ne bu rakamlardan haberim olacakta, ne de böyle bi derdim. Paşa Paşa benzinde gidiyordum şlmdi
Bazı arkadaşlar "sen hani benzinde kullancaktın" diyebilir. Doğrudur. Aracı alma niyetim buydu ama hesapta bazı değişmeler oldu.
Öncelikle aracın üzerindeki LPG kiti aklıma kurt düşürdü. Teleflex GFİ marka olan bu kiti biraz araştırdım. Hollanda malı, Prins'ten daha pahalı bir sistem olduğunu, şu an kullanılabiliecek en iyi kitlerden biri olduğunu öğrendim. Aracın montajına baktığınızda bu kaliteyi daha iyi anlıyorsunuz. Daha önce çok LPG sistemi gördüm. Bu sistem gerçekten fakllı bir olay. Tek dezavantajı servisinin az olması, belli başlı illerde var.
Yani bende LPG kiti zaten mevcut. Sadece subap değişim masrafım olacak.
Diğer değişen olay ise hiç hesapta yokken bu ay 5000 km ekstra yol yapacak olmam süprizi. Bakımlarla birlikte 3000 liralık maliyet demek oluyor.
Kısaca şu fikir aklımı çeliyor: İnsignia prestiji ve konforu ile uzun yolda ortalama 20-25 kuruş kilometre maliyeti. Ütopya gibi
Aynı zamanda altınızdaki LPG'li kuzuyu, önce LPG anahtarına, sonra da FlexRide'ta bulunan Sport tuşuna basarak 180 Hp'lik bir canavara dönüştürmek de apayrı bir güzellik olur.
Dün Anakara'da bulunan bir Teleflex GFİ Bayisi ile konuştum:
- Araç insignia, dedim.
- Önermiyoruz, dediler.
- Araçta takılı, dedim.
- Sorun çıkartıyor, dediler
- Çelik subap? dedim.
- Bak işte onu dersen, on numara olur, dediler.
- Peki çelik subap olayını neden baştan söylemedin? dedim.
- Önermiyoruz demek, subaplarla birlikte 5000 lira tutar, demekten kolay. dediler.
Olay tam tahmin ettiğim gibi yani.
Fiyatı sordum. Aracın kilometresini sordular. Dedim 54.000. O zaman 60.000'e doğru gel. Trigeri değiştiririz, subapları değiştiririz, periyodik bakımını yaparız, LPG kalibrasyonunu yaparız. Kız gibi göndeririz arabayı. Hepsi birlikte 2500 lira tutar dediler. Bakım ve triger 1000 lira tursa 1500'e subaplar değişmiş olacak. Fiyat böyle görünüyor.
İşlemler toplam 2 gün sürüyormuş. Araç iki gün kalacak yani.
Çelik subapların motora bir zararı olru mu diye sorarsanız, bilmiyorum.
Fabrikasyon bir çok araçta, orijinal hali ile hem magnezyum alaşımlı subap, hem de (LPG'li versiyonları için) çelik subap uygulaması var. Parçaların sadece üretildiği materyal farklı. Yapısal olarak aynılar. Bu nedenle herhangi bir sorun çıkacağını sanmıyorum ama bunu sadece zaman gösterecek.
Daha önce söylemiştim. Bu arabayı, insignia'nın tadına bir bakayım, önümüzdeki yaz satarım diye almıştım ama tahminimden fazla ısındım arabaya.
Kısmetse 10 gün içinde subapları, ısıya dayanıklı çelik subaplar ile değiştiriyorum. Sonuç ne çıkacak bilmiyorum ama eğer tahmin ettiğim gibi iyi bir sonuç çıkarsa, en az 5 yıl değiştirmem bu arabayı. O kadar bilendim yani.
Daha önce bu işlemi yaptıran kişi sayısı çok az. Subapları yakanlar, çoğunlukla serviste orijinal subap taktırıyorlar. Bu benim geçtiğim yollardan daha önce geçmiş biri varsa ve yol gösterirse, gerçekten memnun olurum.
Herkese az yakıtlı, bol konforlu yolculuklar.
.................................................. .................................
buna benim cevap yazmam ve başımdan geçenleri anlatmam lazım. hem 115 lik hemde 180 lik insignialarıma lpg taktırdım. 115 lik macerası tam bir faciyadır. aracı aldım , lpg taktım,15 gün sonra sattım.
180 lik insigniama landi renzo lpg tatırdırm ( temmuz 2010) 25 bin km sonra ( ocak 2011) araç sabahları zor çalıştı, çekiş düştü, yakıt arttı, tirtir titredi. sonunda arzıa lambası yaktı ve çekici ile servise gitti.
subaplar erimiş. silindir kapağı açıldı. opis servisim, karşısında olgu lpg var. aracı tamir ettiler faturayı olgun lpgye kesitler 4 bin 800 lira... yapılan işlme ise eriyen subapların yerine çelikleri takıldı.. bu olaydan sonra insignialara bana taktıkları lpg sistemini ülke genelinde takmadılar. taktırmadılar. sonra mart gibi italyadan yeni bir beyin geldi. ara ara benzin kullanan motoru yıpratmayan bir beyinmiş. benide aradadılar ( temmuz gibi) ve ücretsiz o beyinden taktırlar. bu işlmeler yapılalı şuan 15 bin km oldu. sorun yok. sorunun olmadığını anlamam için en az 15 bin km daha gitmem gerek. son takılan beyinden sonra benzin tüketimi arttı. eskiden sadece ilk çalıştımradan motor belirli bir sıcaklıpa gelene kadar olan benzin tüketimi şimdi belirli aralıklarla benzin harcanması sebebi ile arttı. şuan ayda 350-400 lira lpg ye, 100-150 lira da benzine para veriyorum. ancak bu kadar maceraya atılacağıma adam gibi 160 lık dizel almadığım için çok pişmamım. lpg de şehir içi 100 km de 10-11 litre yakıyor.
180 lik insigniama landi renzo lpg tatırdırm ( temmuz 2010) 25 bin km sonra ( ocak 2011) araç sabahları zor çalıştı, çekiş düştü, yakıt arttı, tirtir titredi. sonunda arzıa lambası yaktı ve çekici ile servise gitti.
subaplar erimiş. silindir kapağı açıldı. opis servisim, karşısında olgu lpg var. aracı tamir ettiler faturayı olgun lpgye kesitler 4 bin 800 lira... yapılan işlme ise eriyen subapların yerine çelikleri takıldı.. bu olaydan sonra insignialara bana taktıkları lpg sistemini ülke genelinde takmadılar. taktırmadılar. sonra mart gibi italyadan yeni bir beyin geldi. ara ara benzin kullanan motoru yıpratmayan bir beyinmiş. benide aradadılar ( temmuz gibi) ve ücretsiz o beyinden taktırlar. bu işlmeler yapılalı şuan 15 bin km oldu. sorun yok. sorunun olmadığını anlamam için en az 15 bin km daha gitmem gerek. son takılan beyinden sonra benzin tüketimi arttı. eskiden sadece ilk çalıştımradan motor belirli bir sıcaklıpa gelene kadar olan benzin tüketimi şimdi belirli aralıklarla benzin harcanması sebebi ile arttı. şuan ayda 350-400 lira lpg ye, 100-150 lira da benzine para veriyorum. ancak bu kadar maceraya atılacağıma adam gibi 160 lık dizel almadığım için çok pişmamım. lpg de şehir içi 100 km de 10-11 litre yakıyor.
Öncelikle başınızdan geçen talihsiz olaylar için geçmiş olsun diyorum. Genel olarak bakıldığında yaptığınız yorumlar görüşlerimi destekler yönde.
İlk olarak LPG montajı yapılan 1.6 Turbo insignia'larda yaşanan kronik problem, yani subap erime denen olay başınıza gelmiş. Lakin bundan sonraki işlem akıllıca yapılmış. Bu da fabrikasyon orijinal subaplar yerine çelik subapların takılması. Bu yapılmayıp yine orijinal subap takılsaydı, aynı terane yeniden başlar, 25.000 Km sonra yine servise uğramak zorunda kalırdınız.
Bundan sonra ne olacağı hakkında benim öngörüm (bakımlar düzenli yapıldığı taktirde) en az 80.000 - 100.000 km sorunsuz aracınızı kullanacağınız yönünde olur.
115'li turbosuz motorlarda LPG (çok agresif kullanımlar dışında) herhangi bir soruna sebep olmuyor denilse de 1.5 tona yakın ağırlıktaki bu aracı zaten zor kaldıran 115 Hp, 1.6 litrelik atmosferik motor, LPG'nin neden olduğu çekiş kaybı ile tamamen yetersiz kalıyor. Özellikle yokuş yukarı aracın yerinden kaldırılması tam anlamı ile kabusa dönüyor. Bunu daha önce kullandığım 2007 Vectra'mdan da biliyorum. 105 Hp, 1.6 twinport motor LPG'ye alındığında, özellikle de kalkışlarda saç, baş yolduruyordu.
Size yeni takılan yeni beyin, magnezyum alaşımlı subapları korumak amacı ile yüksek devirlerde aracı benzine geçirerek subapların korunmasını sağlıyor. Benzini, bir nevi soğutma aracı olarak kullanıyor diyebiliriz. Bu neden yakıtınızda da artış kaçınılmaz oluyor.
Artık subaplarınız çelik olduğu için ısıdan etkilenme yada erime sorunları yaşamazsınız. Lakin motor bloğunda bulunan magnezyum alaşımlı tek parça da subaplar değil. İnsignia'larda kullanılan 1.6 Turbo motorlardaki piston yatakları da magnezyum alaşımlı. Sizin şu anki sisteminiz yüksek ısı dolayısıyla uzun vadede piston yataklarında yaşanabilecek olumsuzluklardan da korunmanızı sağlar.
Şehir içinde 100 km'de 10-11 litre gaz ve 2-3 litre sarfiyatım var demişsiniz. Bu şehiriçinde, Km'de 30-35 kuruşluk bir sarfiyata denk gelir ve benim görüşüme göre LPG'li bir insignia için olması gereken en ideal ve en sağlıklı tüketim rakamlarıdır. Bu rakamdan aşağısı motora, yukarısı cebe sıkıntı yaratır. Yapmayı düşündüğüm subap değişiminden sonra yakalamak istediğim rakamlar kesinlikle bunlar.
Bu arada araçlarında LPG kullanan yada LPG dönüşümü yaptırmak isteyen arkadaşlara önemli bir uyarım var.
Arkadaşlar LPG kesinlikle ama kesinlikle "bir tasarruf" sistemidir.
Ben LPG'mi takar, gazı kökler öyle kullanırım diyen arkadaşlar, araçlarından, tatmin etmeyen performans ve aşırı ısınma kaynaklı arızalardan başka birşey beklemesinler. LPG sistemlerinden beklenilen performans, sağlıklı bir sürüş için istenilen kadar olmalıdır.
Hız denemesi yaparken, aracın gücünü ölçerken yada yarışırken LPG kullanmak, bir insignia şöförünün yapabileceği en mantıksız iştir kanımca. Çünkü sistemin mantığına aykırıdır.
LPG'yi sadece uzun yolda, 5.-6. viteste, 2500-3000 devir aralığında, 110 / 120 km/h ortalama hızlarda ve yokuşlarda motoru çok zorlamadan kullanan araçlarda, orijinal magnezyum alaşımlı subaplarda bile sıkıntı yaşamazsınız.
.................................................. .............................
(Aşağıdaki, yukarıdakilerden ileti 3 gün sonra yazılmıştır):
Arkadaslar bugün aracı teslim aldım. Yapılan işlemleri kısaca özetleyim.
Önce aracın subaplarina baktılar. Herhangi bir yıpranma var mı diye. Tüm test ve denemelerden iyi sonuc çıktı. Subaplarda yada motorda herhangi bir sıkıntı olmadıgını anlayınca LPG'nin durumuna baktılar.
Araca LPG gecen yıl, 42.000 km'de takılmış. Araç su an 54.000'de. Ayrıca LPG takılmış ama kullanılmamış diyebilirim.
Biraz inceledikten sonra aracın LPG'de neden sıkıntı çıkarttığını buldular. LPG'nin iki enjektoru ve regulatorde sorun varmış. Yenileriyle değiştirip kalibrasyon yaptılar.
Tüm işlemler bittikten sonra insignialarda kullandıkları yaglama sisteminden bahsettiler. Normalde 30.000 km giden subaplarin ömrünü 60.000 - 70.000 kmlere kadar cikartabiliyormus bu yaglama sistemi. Böyle olunca taktirdim bende. (fiyatı 100 lira bu arada)
En son sıra subap degisimine geldi. Su an üzerindeki subalarin normal şartlarda 20.000 km, yaglama sistemi ile 40 - 50 bin km sorunsuz gideceğini söylediler. Celik subaplarin şimdi takarsak bir daha ne LPGde, ne de subaplarda herhangi bir sorunla karşılaşmaz, sorunsuz binersiniz aracınıza. Ama söyle de bisey var. Sırf sağlam olsun diye tertemiz subaplari değiştirmek de mantiksiz ve israf olur, dediler.
Gecen sene aracını yeni aldığında, daha 4.000 km'deyken kit taktiğimiz bir müşterimiz var. Araç dün 65.000 de bakıma geldi. Ne subap erimesi, ne de başka bir sorun var. Saat gibi sorunsuz kullanıyor aracı. diye bilgi verdiler. Hatta müşterinin telefon numarasını da verdiler. Olur sormak sitediginiz bisey olursa arayın. Dediler.
Kısaca celik subap olayını, su anki subaplarla sorun yaşayana kadar, usta ile ortak bir kararla erteledik. Kim bilir, belki de hic sorun yasamayız, zaman gösterecek.
LPG ile ilk izlenim ve veriler.
SARFİYAT:
Depoyu doldurdum.
50 km Ankara sehir ici dur kalk, kalan 180 km'si ise ortalama 140-170 km/h hızlarda olmak üzere toplam 230 km sonra depo bitti. Pompaya yanastim. Tam 55 liralık gaz aldı. (litresi 2.24 liradan)
Km'de 24 kuruş yakmış. 100 km'de 11 litre gaz demek oluyor. Zamanla yaptigim tüm ölçümleri düzenli olarak vereceğim.
PERFORMANS:
Kalkış ve ara hızlanmalarda farkı anlamak hakikaten zor. Aracın benzinde mı gazda mı olduğunu anlamak için LPG düğmesine bakmak gerekiyor. Son hızı ise müsait yol olmadıgından bırakın LPGyi daha benzinde bile ölçüm yapamadım. Lakin denemek için ufak bir fırsatım oldu. Hiç sikintisiz 200e kadar çıktım. Bu hız benim için yeterli.
KONFOR:
Bazı arkadaslar enjektor sesini soruyorlar. Diğer kitlerin durumunu bilmiyorum ama Teleflex GFİ'nin en önemli özelliklerinden biri, enjektorlerinin, benzin enjektorlerinden bile sessiz calışması. (sitesini gezinde anlarsınız) Ama özellikle söylüyorum, diğer kitleri bilmiyorum.
Aracı ilk çalıştırdığınızda, motor sıcak olsa bile siz gaza basmadığı sürece ECU motoru LPG'ye geçirmiyor. Bu sayede ne kadar dikkat ederseniz edin LPG geçişlerini anlayamiyorsunuz.
KOTU YÖNLERİ:
1-) Standart tüm kitlerde olduğu gibi gazdayken rolanti çok az düşük. Bu da hafif bir titreşim yapıyor. Ama bu titreşimi farketmek için çok hassas olmanız lazım. Müziğin ve camların kapalı olması vs. gerek.
2-) Depo küçük. 55 - 60 liraya doluyor. Doğal olarak da menzil biraz kısaltıyor. Tavsiyem taktiracaksaniz tankı büyük alın. 50 lt ideal olur. 110 -120 liraya dolar, 500 km menziliniz olur.
3-) Uzun vadede motora olan etkileri bilinmiyor. Ama su da bir gercek ki 10.000 km'de kiti, 15.000 km'de subaplar ve kiti, 35.000 km'de tum motoru, 100.000 km'de 3 kez motoru, 150.000 km'de tüm aracı amortisman edeceğinizi düşününce, insanın uzun vadede pek bir endişesi kalmıyor. Sonuc olarak 170.000 km gazda kullanırsanız aynı model bir insignia'niz daha oluyor.
4-) Vana benzin depo kapağının altında olunca pompacilar vanayı bulamayip yerini size soruyorlar.
Genel durum bu.
.................................................. ...............................................
Bu arada 3. depo da bitti. Sonuç şöyle:
Tamamen sehir ici sıkışık trafik. Sürekli dur kalk ve yüksek devirli kullanım. Motor hep sicakti. Bu yüzden benzin sarfiyati sıfır.
Tam 170 km'de depo bitti. Pompaya yanastik, 60 liraya doldu.
Kilometrede 60 / 170 = 35 kuruş sarfiyat olmuş.
Bu arada belirtmem gerekli gazı çok pahalıya aldım. Litresi 2,46 liradan.
Gazı usenmeyerek 2,15 - 2,25 tl gibi normal rakamlara alsaydım sarfiyat 32 kuruş olacaktı. Yeni denemeler oldukca aktarmaya devam edicem.
.................................................. ..............................................
LPG ile 4. depo da bitti. Sonuçlar:
Tamamen şehir içi agresif kullanım.
61 liralık gaz ile 178 km. (gazın litresi yine pahalı aldım. Litre 2,46 tl'den)
61 / 178 = 34 kuruş.
.................................................. ...............................................
Güncel veriler:
6. depo: Göreme gezisinde agresif değil ama sürekli yokuşlu, şehir içi kullanım. Depo bitmeden doldurdum.
132 km = 48 TL = 36 kuruş/km
7. depo: Ihlara gezisi. 170 km şehir dışı sakin kullanım, 60km şehir içi, toplam: 230 km = 61 TL = 26 kuruş/km
Yorum