KADİR GECESİ Ramazan'ın 27. gecesi. Çoğumuz Kadir gecesi deyince doğrudan 27. geceyi düşünüyoruz. Bu yazıda kadir gecesine ilişkin bazı bilgiler vermeye çalışacağım.
1. ADI NEREDEN GELİYOR?
Bu geceye niçin “kadir” adının verildiği konusunda üç farklı görüş vardır:
a) “Kadr”, takdir etmek demektir. Allah, ezelde takdir buyurmuş olduğu hususlar içinden bir yıla tekabül eden kısmı (bu kadir gecesinden önümüzdeki yılın kadir gecesine kadar olan kısmı yani bu sene doğacakları, ölecekleri, bu sene taksim olunacak rızıkları, musibetleri vb.) kadir gecesinde, görevli meleklere bildirmektedir. Yani bu gece önümüzdeki bir yıllık kaderin belli olacağı “kader gecesi”dir. Nitekim Duhân sûresinde “Biz onu [Kur’an’ı] mübârek bir gecede indirdik. O gecede her hikmetli iş birbirinden ayrılır.” [Duhân, 3-4] buyrularak o gecenin kaderle ilişkisine işaret edilmiştir.
b) “Kadr”, şan ve şeref demektir. Bu gecede Allah’ın en yüce kitabı olan Kur’an, Allah’ın en yüce peygamberine indirilmeye başlandığından bu gece kadir ve kıymeti çok yüce, şan ve şerefli bir gecedir..
c) “Kadr” sıkıştırmak anlamına da gelmektedir. Kimilerine göre bu gece, yeryüzüne inen melekler sebebiyle yeryüzü meleklerle dolup hiç boş yer kalmadığından geceye bu isim verilmiştir.
Bu görüşler içinden en güçlüsü ilki, en zayıfı sonuncusudur.
2. ZAMANI
Kadir gecesinin zamanının net olarak belirtilmediği hususunda ittifak vardır. Bunun hikmeti konusunda şu söylenmiştir:
Yüce Allah, hikmeti ve kullarına olan rahmeti gereği bazı şeyleri bazı şeylerin içinde gizlemiştir.
• Kendisiyle dua edildiğinde duaların reddedilmediği en yüce ismini (ism-i azam) en güzel isimleri (el-esmâü’l-hüsnâ) içinde gizlemiştir ki kullar bütün isimlerle dua ettiklerinde bu isme rast gelmiş olurlar.
• “Orta namaz” diye âyette belirtilen namazı beş vakit namaz içinde gizlemiştir. Beş vakit namazı kılan, orta namazı da kılmış olur.
• Cuma gününde kim dua ederse duasının reddedilmediği “icabet saati”ni gizlemiştir ki kullar Cumanın bütününü dua ederek geçirsinler.
• Velilerini kulları içinde gizlemiştir ki insanlar hiç kimseyi küçümsemesin, hakkını yemesin. Herkes hakkında hüsnü zanda bulunsun.
• Rızasını taatler içinde gizlemiştir ki kul hiçbir taati küçümsemeden yerine getirsin. "Allah'ın rızası burada olabilir" diye düşünsün.
• Gazabını günahlar içinde gizlemiştir ki kul, hiçbir günahı küçük görüp de işlemesin. "Allah'ın gazabı bu günahta gizlenmiş olabilir" diye düşünsün.
• Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içinde gizlemiştir ki kul, bu gecelerin tümünü “kadir gecesi olabilir” diye ayrı bir şevk ve gayretle geçirsin.
Kadir gecesinin kesin zamanı belli olmamakla birlikte âlimler birer ictihad olarak ondan fazla görüş ileri sürmüşlerdir. Çoğunluğun benimsediği görüş Kadir gecesinin “yirmi yedinci gece” olduğudur. Ama bu bir ictihaddır, kesin olan, Ramazan ayının son on gecesinin (kimi rivayetlerde son ondaki tek gecelerin) ibadetle geçirilerek kadir gecesini araştırmaktır.
3. FAZİLETİ
Kadir gecesinin faziletine geçmeden önce bu faziletinin sebebi üzerinde duralım. Kadir gecesi Kur'an'ın indirildiği gecedir. Bu konuda iki görüş vardır:
a) Kur'an bu gecede peygamberimize indirilmeye başlanmış ve tamamlanması 23 yıl sürmüştür.
b) Kur'an bu gecede bir defada levh-i mahfuzdan, dünya semasında beytü'l-izze'ye indirilmiş, oradan da 23 yıl boyunca peyderpey peygamberimize indirilmiştir.
Genel kabul gören görüş ilkidir.
Kadir sûresinde kadir gecesinin üç faziletinden söz edilmiştir:
a) Bin aydan daha hayırlı olması
Bin ay, seksen üç yıl dört ay yani ortalama bir insan ömrü demektir. Öyleyse kadir gecesi bir ömürden daha üstündür.
Kimi rivayetlerde belirtildiğine göre önceki ümmetlerin ömür sürelerinin çok uzun olması, onlar içinde uzun süre ibadet ve taat edenlerin bulunması üzerine Allah Resûlü Rabbine dua etmiş, Yüce Allah da ona “ben sana ve ümmetine bundan daha hayırlı bir gece verdim” buyurarak kadir gecesini vermiştir.
Kimilerine göre buradaki “bin” ifadesi çokluk ifade eden bir kinâye olup kadir gecesi bin ayla kıyaslanamayacak derecede üstündür.
Kadir gecesinin bin aydan üstün olması, “Kadir gecesinde yapılan ibadet ve taat, içinde kadır gecesi bulunmayan bin ay boyunca ibadet ve taatten daha üstündür” şeklinde yorumlanmıştır.
b) O gece Melekler ve Ruhun (cebrailin) yeryüzüne inmesi
Kadir suresinde belirtildiğine göre kadir gecesinde melekler ve ruh (Cebrâil a.s.), o gecede taktir buyurulan her hikmetli iş sebebiyle yeryüzüne inerler. Meleklerin ve onların başında Cebrail’in yeryüzüne inmesi, âdetâ gök ehli ile yer ehlinin o gece vâsıtası ile yeryüzü mescidinde buluşması anlamına gelmekte olup o geceyi diğer tüm zamanlardan üstün kılmaktadır. Bir kadir gecesinde Hz. Peygamber ile Cebrail buluştuğu gibi her kadir gecesinde de onun ümmeti ile Cebrail ve melekler buluşmuş olmaktadır.
c) O gecenin, tan yeri ağarıncaya kadar selam olması
Bu iki şekilde yorumlanmıştır:
(1) O gece selamet ve esenliktir. O gecede mümin kullar şeytanların kötülüklerinden, her türlü şerden selamette olurlar. Allah o gece kulların başına gelecek hayırları takdir eder, belâ ve musibetleri o gece takdir etmez.
(2) O gece melekler, karşılaştıkları bütün müminlere selam verirler. Bunun delili o gecede insanın içinin ürpermesi, gözlerinden yaş boşalması olarak yorumlanır.
Hadislerde, kadir gecesini Allah’a iman edip sevabını Allah’tan umarak ihyâ edenlerin [kul hakkı hariç] geçmiş bütün günahlarının silineceği belirtilir. Bu, Cenab-ı Hakkın sonsuz merhametinin yeryüzünde en yüksek oranda tecelli ettiği gecedir.
4. KADİR GECESİ NE YAPMALI?
Ramazan ayının son on gecesinin her birini “bu gece kadir gecesi olabilir” şuuruyla geçirmek sünnete en uygun olan davranıştır. Allah resulü, Ramazan ayının son on gecesi olduğunda itikâfa girer, ibadet konusunda işi daha bir sıkı tutar, eşlerini uyandırır, kendisi ve eşleri bütün geceyi ibadetle geçirmeye gayret ederler, ashabına da bunu tavsiye ederdi.
Bu gecelerde sünnette yer alan uygulama şu şekildedir.
a) Tövbe, istiğfar etmek
Hz. Âişe’nin belirttiğine göre o, Allah Resûlü’ne “kadir gecesine rast gelirsem nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Peygamberimiz (s.a.v.) de kendisine “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet” şeklinde dua etmesini tavsiye etmiştir.
Şu halde bu gece yapılabilecek şeylerin en başında Allah’tan af ve mağfiret dilemek gelir. Herkes, ömrü boyunca bilerek ya da bilmeyerek yaptığı günahlar için Allah’tan samimi bir kalple af ve mağfiret dilemeli, gelecekte her türlü günahtan uzak kalmaya azmetmeli, bunun için Allah’tan yardım dilemelidir. Hakkını yediği kimseler varsa onlarla helalleşmeli, dargın olduğu kimselerle barışmaya gayret etmelidir.
b) Namaz kılmak
Bu gecelere özel belirli rekâtta ve belirli bir şekilde kılınacak namaz yoktur. Ancak herkes kaza ve nâfile olarak dilediği kadar namaz kılabilir. Şayet geceyi ibadetle geçirecekse vitir namazını teravih namazından sonra değil de gecenin sonunda kılmak daha faziletlidir. Zira peygamberimizin sünnetinde vitir namazı, gecenin en sonunda kılınan namazdır.
c) Kur’an okumak
Madem ki kadir gecesine ve Ramazan ayına şeref ve üstünlüğü veren şey Kur’an’dır, öyleyse bu gecelerde yapılabilecek olan en iyi şey, mânâsını anlayarak, içine sindirerek Kur’an okumaktır. Bunun için bu gecelerde hiç olmazsa tebareke ve amme cüzünün tefsirleri okunup iyice mütalaa edilmeli, Kur’an’ı akla, kalbe, dile ve azalara sirâyet ettirmelidir.
d) Dua etmek
Bu geceler, dualara en fazla icabet edilen gecelerdir. Bu gecelerde herkes kendisi, ailesi, akrabaları, tanıdıkları, âhirete intikal etmiş yakınları ve bütün müminler için dua etmelidir. Özellikle de dünya üzerinde mazlum ve mağdur Müslüman kardeşlerimiz için dua etmeli, kendimizin ve onların dünya ve âhiret saadetine kavuşması için Allah’a iltica edilmelidir. Yine içinden geçtiğimiz zorlu süreçte başta koronavirüs olmak üzere her türlü hastalığın, musibetin üzerimizden kalkması için dua etmemiz uygun olur.
e) Allah'ı zikretmek
Sahih sünnette yer alan zikirleri (Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu ekber, lâ havle velâ kuvvete illâ billah vb.) bolca yapmalı. Bunları ille de belirli bir sayıyı tamamlama mantığıyla değil de anlamlarını düşünerek, sindirerek yapmalı, benliğinin derinliklerine yazarak yapmalı.
f) İlimle iştigal etmek
Bu gecelerde, dinî ilimlere dair (tefsir, hadis, fıkıh) vb. okumalar yapmak da bir tür ibadettir.
g) Tefekkür etmek
Kadir gecesini düşünüp de şu soruların akla gelmemesi mümkün mü?
Acaba, melekler ve Cebrâil bu gece mi yeryüzünü şereflendirecek?
Acaba, önümüzdeki yılın Kadir gecesine kadar olan süredeki kaderimiz bu gece mi belirlenecek?
Gaybın sadece Allah tarafından bilinen perdelerinin arkasında acaba bizi neler bekliyor?
Kendimizden başlayarak ümmete kadar ulaşan iç içe daireler halinde kaderi düşünelim... Kendimizin bir yıllık kaderini, âilemizin, eş-dost akrabalarımızın, milletimizin, ümmetimizin ve tüm insanlığın kaderini...
Rabbimiz, Kadir gecesinin kadrini bilen, bu geceyi hakkıyla değerlendiren, ömrünü kadir gecesi gibi geçirip âhiretini bayram gibi yaşayacak olanlardan eylesin.
tüm İslam aleminin bu mübarek Kadir gecesini kutlarım Allah'ım tuttuğumuz oruçlar verdiğimiz zekatlari kildiginiz namazlar ettiğimiz duaları kabul eylesin
Allah'ım sağlık sıhhat versin hepimize
1. ADI NEREDEN GELİYOR?
Bu geceye niçin “kadir” adının verildiği konusunda üç farklı görüş vardır:
a) “Kadr”, takdir etmek demektir. Allah, ezelde takdir buyurmuş olduğu hususlar içinden bir yıla tekabül eden kısmı (bu kadir gecesinden önümüzdeki yılın kadir gecesine kadar olan kısmı yani bu sene doğacakları, ölecekleri, bu sene taksim olunacak rızıkları, musibetleri vb.) kadir gecesinde, görevli meleklere bildirmektedir. Yani bu gece önümüzdeki bir yıllık kaderin belli olacağı “kader gecesi”dir. Nitekim Duhân sûresinde “Biz onu [Kur’an’ı] mübârek bir gecede indirdik. O gecede her hikmetli iş birbirinden ayrılır.” [Duhân, 3-4] buyrularak o gecenin kaderle ilişkisine işaret edilmiştir.
b) “Kadr”, şan ve şeref demektir. Bu gecede Allah’ın en yüce kitabı olan Kur’an, Allah’ın en yüce peygamberine indirilmeye başlandığından bu gece kadir ve kıymeti çok yüce, şan ve şerefli bir gecedir..
c) “Kadr” sıkıştırmak anlamına da gelmektedir. Kimilerine göre bu gece, yeryüzüne inen melekler sebebiyle yeryüzü meleklerle dolup hiç boş yer kalmadığından geceye bu isim verilmiştir.
Bu görüşler içinden en güçlüsü ilki, en zayıfı sonuncusudur.
2. ZAMANI
Kadir gecesinin zamanının net olarak belirtilmediği hususunda ittifak vardır. Bunun hikmeti konusunda şu söylenmiştir:
Yüce Allah, hikmeti ve kullarına olan rahmeti gereği bazı şeyleri bazı şeylerin içinde gizlemiştir.
• Kendisiyle dua edildiğinde duaların reddedilmediği en yüce ismini (ism-i azam) en güzel isimleri (el-esmâü’l-hüsnâ) içinde gizlemiştir ki kullar bütün isimlerle dua ettiklerinde bu isme rast gelmiş olurlar.
• “Orta namaz” diye âyette belirtilen namazı beş vakit namaz içinde gizlemiştir. Beş vakit namazı kılan, orta namazı da kılmış olur.
• Cuma gününde kim dua ederse duasının reddedilmediği “icabet saati”ni gizlemiştir ki kullar Cumanın bütününü dua ederek geçirsinler.
• Velilerini kulları içinde gizlemiştir ki insanlar hiç kimseyi küçümsemesin, hakkını yemesin. Herkes hakkında hüsnü zanda bulunsun.
• Rızasını taatler içinde gizlemiştir ki kul hiçbir taati küçümsemeden yerine getirsin. "Allah'ın rızası burada olabilir" diye düşünsün.
• Gazabını günahlar içinde gizlemiştir ki kul, hiçbir günahı küçük görüp de işlemesin. "Allah'ın gazabı bu günahta gizlenmiş olabilir" diye düşünsün.
• Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içinde gizlemiştir ki kul, bu gecelerin tümünü “kadir gecesi olabilir” diye ayrı bir şevk ve gayretle geçirsin.
Kadir gecesinin kesin zamanı belli olmamakla birlikte âlimler birer ictihad olarak ondan fazla görüş ileri sürmüşlerdir. Çoğunluğun benimsediği görüş Kadir gecesinin “yirmi yedinci gece” olduğudur. Ama bu bir ictihaddır, kesin olan, Ramazan ayının son on gecesinin (kimi rivayetlerde son ondaki tek gecelerin) ibadetle geçirilerek kadir gecesini araştırmaktır.
3. FAZİLETİ
Kadir gecesinin faziletine geçmeden önce bu faziletinin sebebi üzerinde duralım. Kadir gecesi Kur'an'ın indirildiği gecedir. Bu konuda iki görüş vardır:
a) Kur'an bu gecede peygamberimize indirilmeye başlanmış ve tamamlanması 23 yıl sürmüştür.
b) Kur'an bu gecede bir defada levh-i mahfuzdan, dünya semasında beytü'l-izze'ye indirilmiş, oradan da 23 yıl boyunca peyderpey peygamberimize indirilmiştir.
Genel kabul gören görüş ilkidir.
Kadir sûresinde kadir gecesinin üç faziletinden söz edilmiştir:
a) Bin aydan daha hayırlı olması
Bin ay, seksen üç yıl dört ay yani ortalama bir insan ömrü demektir. Öyleyse kadir gecesi bir ömürden daha üstündür.
Kimi rivayetlerde belirtildiğine göre önceki ümmetlerin ömür sürelerinin çok uzun olması, onlar içinde uzun süre ibadet ve taat edenlerin bulunması üzerine Allah Resûlü Rabbine dua etmiş, Yüce Allah da ona “ben sana ve ümmetine bundan daha hayırlı bir gece verdim” buyurarak kadir gecesini vermiştir.
Kimilerine göre buradaki “bin” ifadesi çokluk ifade eden bir kinâye olup kadir gecesi bin ayla kıyaslanamayacak derecede üstündür.
Kadir gecesinin bin aydan üstün olması, “Kadir gecesinde yapılan ibadet ve taat, içinde kadır gecesi bulunmayan bin ay boyunca ibadet ve taatten daha üstündür” şeklinde yorumlanmıştır.
b) O gece Melekler ve Ruhun (cebrailin) yeryüzüne inmesi
Kadir suresinde belirtildiğine göre kadir gecesinde melekler ve ruh (Cebrâil a.s.), o gecede taktir buyurulan her hikmetli iş sebebiyle yeryüzüne inerler. Meleklerin ve onların başında Cebrail’in yeryüzüne inmesi, âdetâ gök ehli ile yer ehlinin o gece vâsıtası ile yeryüzü mescidinde buluşması anlamına gelmekte olup o geceyi diğer tüm zamanlardan üstün kılmaktadır. Bir kadir gecesinde Hz. Peygamber ile Cebrail buluştuğu gibi her kadir gecesinde de onun ümmeti ile Cebrail ve melekler buluşmuş olmaktadır.
c) O gecenin, tan yeri ağarıncaya kadar selam olması
Bu iki şekilde yorumlanmıştır:
(1) O gece selamet ve esenliktir. O gecede mümin kullar şeytanların kötülüklerinden, her türlü şerden selamette olurlar. Allah o gece kulların başına gelecek hayırları takdir eder, belâ ve musibetleri o gece takdir etmez.
(2) O gece melekler, karşılaştıkları bütün müminlere selam verirler. Bunun delili o gecede insanın içinin ürpermesi, gözlerinden yaş boşalması olarak yorumlanır.
Hadislerde, kadir gecesini Allah’a iman edip sevabını Allah’tan umarak ihyâ edenlerin [kul hakkı hariç] geçmiş bütün günahlarının silineceği belirtilir. Bu, Cenab-ı Hakkın sonsuz merhametinin yeryüzünde en yüksek oranda tecelli ettiği gecedir.
4. KADİR GECESİ NE YAPMALI?
Ramazan ayının son on gecesinin her birini “bu gece kadir gecesi olabilir” şuuruyla geçirmek sünnete en uygun olan davranıştır. Allah resulü, Ramazan ayının son on gecesi olduğunda itikâfa girer, ibadet konusunda işi daha bir sıkı tutar, eşlerini uyandırır, kendisi ve eşleri bütün geceyi ibadetle geçirmeye gayret ederler, ashabına da bunu tavsiye ederdi.
Bu gecelerde sünnette yer alan uygulama şu şekildedir.
a) Tövbe, istiğfar etmek
Hz. Âişe’nin belirttiğine göre o, Allah Resûlü’ne “kadir gecesine rast gelirsem nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Peygamberimiz (s.a.v.) de kendisine “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet” şeklinde dua etmesini tavsiye etmiştir.
Şu halde bu gece yapılabilecek şeylerin en başında Allah’tan af ve mağfiret dilemek gelir. Herkes, ömrü boyunca bilerek ya da bilmeyerek yaptığı günahlar için Allah’tan samimi bir kalple af ve mağfiret dilemeli, gelecekte her türlü günahtan uzak kalmaya azmetmeli, bunun için Allah’tan yardım dilemelidir. Hakkını yediği kimseler varsa onlarla helalleşmeli, dargın olduğu kimselerle barışmaya gayret etmelidir.
b) Namaz kılmak
Bu gecelere özel belirli rekâtta ve belirli bir şekilde kılınacak namaz yoktur. Ancak herkes kaza ve nâfile olarak dilediği kadar namaz kılabilir. Şayet geceyi ibadetle geçirecekse vitir namazını teravih namazından sonra değil de gecenin sonunda kılmak daha faziletlidir. Zira peygamberimizin sünnetinde vitir namazı, gecenin en sonunda kılınan namazdır.
c) Kur’an okumak
Madem ki kadir gecesine ve Ramazan ayına şeref ve üstünlüğü veren şey Kur’an’dır, öyleyse bu gecelerde yapılabilecek olan en iyi şey, mânâsını anlayarak, içine sindirerek Kur’an okumaktır. Bunun için bu gecelerde hiç olmazsa tebareke ve amme cüzünün tefsirleri okunup iyice mütalaa edilmeli, Kur’an’ı akla, kalbe, dile ve azalara sirâyet ettirmelidir.
d) Dua etmek
Bu geceler, dualara en fazla icabet edilen gecelerdir. Bu gecelerde herkes kendisi, ailesi, akrabaları, tanıdıkları, âhirete intikal etmiş yakınları ve bütün müminler için dua etmelidir. Özellikle de dünya üzerinde mazlum ve mağdur Müslüman kardeşlerimiz için dua etmeli, kendimizin ve onların dünya ve âhiret saadetine kavuşması için Allah’a iltica edilmelidir. Yine içinden geçtiğimiz zorlu süreçte başta koronavirüs olmak üzere her türlü hastalığın, musibetin üzerimizden kalkması için dua etmemiz uygun olur.
e) Allah'ı zikretmek
Sahih sünnette yer alan zikirleri (Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu ekber, lâ havle velâ kuvvete illâ billah vb.) bolca yapmalı. Bunları ille de belirli bir sayıyı tamamlama mantığıyla değil de anlamlarını düşünerek, sindirerek yapmalı, benliğinin derinliklerine yazarak yapmalı.
f) İlimle iştigal etmek
Bu gecelerde, dinî ilimlere dair (tefsir, hadis, fıkıh) vb. okumalar yapmak da bir tür ibadettir.
g) Tefekkür etmek
Kadir gecesini düşünüp de şu soruların akla gelmemesi mümkün mü?
Acaba, melekler ve Cebrâil bu gece mi yeryüzünü şereflendirecek?
Acaba, önümüzdeki yılın Kadir gecesine kadar olan süredeki kaderimiz bu gece mi belirlenecek?
Gaybın sadece Allah tarafından bilinen perdelerinin arkasında acaba bizi neler bekliyor?
Kendimizden başlayarak ümmete kadar ulaşan iç içe daireler halinde kaderi düşünelim... Kendimizin bir yıllık kaderini, âilemizin, eş-dost akrabalarımızın, milletimizin, ümmetimizin ve tüm insanlığın kaderini...
Rabbimiz, Kadir gecesinin kadrini bilen, bu geceyi hakkıyla değerlendiren, ömrünü kadir gecesi gibi geçirip âhiretini bayram gibi yaşayacak olanlardan eylesin.
tüm İslam aleminin bu mübarek Kadir gecesini kutlarım Allah'ım tuttuğumuz oruçlar verdiğimiz zekatlari kildiginiz namazlar ettiğimiz duaları kabul eylesin
Allah'ım sağlık sıhhat versin hepimize
Yorum