gündemde sıkça yer alan 'yerli otomobil projesi' hakkında forumumuzda konu açılmadığını görünce (veya açılmışsa bulamadım) açayım dedim, ve başka bir forumda yazdığım yazıyı buraya aktarmak istedim.
otomobil üretmek demek, geçmişte devrim projesinde gördüğünüz gibi ,otomobilin her parçasının tek elden, tek binada üretilmesi demek değildir.
öncelikle otomobil fabrikasının teknoloji geliştirebilen yedek parça üreticilerine ihtiyacı vardır. otomobil fabrikası koltuktan kaportaya, lastikten motor pistonuna, grank'tan fren disk aynalarına kadar belli kalite ölçülerinde ürettirdiği binlerce kalem parçayı araçlarının montajında kullanır. kullanılan yedek parçalar orijinal olur ve bunu üreten yan sanayi firmasına da değer katar.
bu konu hakkında almanların otomotiv sektöründeki öz markalarına baktığımızda;
bosch
siemens
fulda
ina, fag
luk
hella
Kolbenschmidt
ate
behr
waxstat
boge
beru
zf
v.s gibi pek çok kuruluş olduğunu ve alman araçlarında çoğunlukla bu firmaların ürünlerinin kullanıldığını görürüz. bu firmalar hem kendi sanayilerine destek olurken hem de farklı ülke oto sanayiine de parça üreterek ülkelerine oldukça önemli kazançlar sağlamaktadırlar. işte almanların otomotivdeki başarısının sırrı burada yatıyor:
'teknoloji üretebilen ve yaratabilen yerli yan sanayi'..
.....
bugün kafayı çalıştırıp ünite imal etmektense, hazır ünitelerle montaj yapalım ve kendi markamızı yaratalım diyenlere de ülkemizden bir örnek vereyim;
bundan seneler evvel tuzla'da yerli askeri araç üretimi projesi olan 'gt jeep' güzel bir düşünce olarak başladı. dış görünümü ve temeli willys jeep olan bu araca ford benzinli 1.6 taunus motor adapte edildi. teknik altyapı çok yetersiz olduğu için 3 vites olarak üretilen araç maalesef hiç verimli olamadı.
zamanla bazı geliştirmeler yapıldı ve 'poyraz' adı altında landrover 110 defender'a alternatif bir araç üretilmek istendi. ford transit v184 dizel motor kullanılarak yine esasında willys temelleri olan aracın şasesi uzatılarak 4 vites şanzıman uygun görüldü. poyraz imalatında kulanılan yedek parçalarda; dodge pickup'tan ford taunus'a, fiat 131'den renault broadway'a kadar geniş bir yelpazede melezlik rekoru kırıldı..
netice olarak düşünce güzel fakat, montajcı zihniyet, yetersiz altyapı ve teknik noksanlıklardan dolayı araçlar bir nevi uyduruk ve verimsiz oldu..
teknolojisini yaratamayan, toplama araçların sonu tuzla fabrikası olmaya mahkumdur. bugün teknoloji yaratamıyorsak veya yaratamayacaksak bu işe girip paramızı israf etmeyelim.
yerli yan sanayi firmalarımız yerli otomobil fabrikamıza bu yönde destek vermekten çok uzaklar. bunda hükümetlerin baltalayıcı politikaları ve eğitim sistemimizdeki noksanlık ve hataların da etkisi büyük.
.....
gm fiat ile işbirliği yapıyorsa, elbet rekabet koşulları gereği bizim bir firmamız da örneğin toyota ile işbirliği yapabilir, ortak üretimlerden doğan teknolojiler yerli otomobillere kazandırılabilir. veyahut bosch ile araçlarımızda kullanacağımız enjektörleri projelendirebilir, ürettirebiliriz.
fakat an itibariyle yaratıcı gücü olan ve bu tip işbirliğinde taşeronluk vasfını kırabilmiş bir şirketimiz, yan sanayicimiz yok.
yine de iyimser isek fabrikalarımıza nitelikli işgücü satın alınabilir.. yabancı teknik direktör misali örneğin audi tasarımcısı işe alınabilir. motor üretiminde türk mühendisleriyle beraber gm mühendileri çalıştırılabilir. fakat bu adamlar orayı bırakıp buraya gelir mi muamma..
dünya büyükleri bu sahnenin başrol oyuncuları ve hakimleri.. bunlarla bazı asya ülkeleri mücedele etmeye çalışıyorlar ve ümit vaad ediyorlar. fakat bizim şartlarımız asya ülkelerine nazaran son derece olumsuz.
....
sonuç; olmayacak duaya amin demeyelim, oy uğruna söylenen bu sloganlara kanmayalım..
otomobil üretmek demek, geçmişte devrim projesinde gördüğünüz gibi ,otomobilin her parçasının tek elden, tek binada üretilmesi demek değildir.
öncelikle otomobil fabrikasının teknoloji geliştirebilen yedek parça üreticilerine ihtiyacı vardır. otomobil fabrikası koltuktan kaportaya, lastikten motor pistonuna, grank'tan fren disk aynalarına kadar belli kalite ölçülerinde ürettirdiği binlerce kalem parçayı araçlarının montajında kullanır. kullanılan yedek parçalar orijinal olur ve bunu üreten yan sanayi firmasına da değer katar.
bu konu hakkında almanların otomotiv sektöründeki öz markalarına baktığımızda;
bosch
siemens
fulda
ina, fag
luk
hella
Kolbenschmidt
ate
behr
waxstat
boge
beru
zf
v.s gibi pek çok kuruluş olduğunu ve alman araçlarında çoğunlukla bu firmaların ürünlerinin kullanıldığını görürüz. bu firmalar hem kendi sanayilerine destek olurken hem de farklı ülke oto sanayiine de parça üreterek ülkelerine oldukça önemli kazançlar sağlamaktadırlar. işte almanların otomotivdeki başarısının sırrı burada yatıyor:
'teknoloji üretebilen ve yaratabilen yerli yan sanayi'..
.....
bugün kafayı çalıştırıp ünite imal etmektense, hazır ünitelerle montaj yapalım ve kendi markamızı yaratalım diyenlere de ülkemizden bir örnek vereyim;
bundan seneler evvel tuzla'da yerli askeri araç üretimi projesi olan 'gt jeep' güzel bir düşünce olarak başladı. dış görünümü ve temeli willys jeep olan bu araca ford benzinli 1.6 taunus motor adapte edildi. teknik altyapı çok yetersiz olduğu için 3 vites olarak üretilen araç maalesef hiç verimli olamadı.
zamanla bazı geliştirmeler yapıldı ve 'poyraz' adı altında landrover 110 defender'a alternatif bir araç üretilmek istendi. ford transit v184 dizel motor kullanılarak yine esasında willys temelleri olan aracın şasesi uzatılarak 4 vites şanzıman uygun görüldü. poyraz imalatında kulanılan yedek parçalarda; dodge pickup'tan ford taunus'a, fiat 131'den renault broadway'a kadar geniş bir yelpazede melezlik rekoru kırıldı..
netice olarak düşünce güzel fakat, montajcı zihniyet, yetersiz altyapı ve teknik noksanlıklardan dolayı araçlar bir nevi uyduruk ve verimsiz oldu..
teknolojisini yaratamayan, toplama araçların sonu tuzla fabrikası olmaya mahkumdur. bugün teknoloji yaratamıyorsak veya yaratamayacaksak bu işe girip paramızı israf etmeyelim.
yerli yan sanayi firmalarımız yerli otomobil fabrikamıza bu yönde destek vermekten çok uzaklar. bunda hükümetlerin baltalayıcı politikaları ve eğitim sistemimizdeki noksanlık ve hataların da etkisi büyük.
.....
gm fiat ile işbirliği yapıyorsa, elbet rekabet koşulları gereği bizim bir firmamız da örneğin toyota ile işbirliği yapabilir, ortak üretimlerden doğan teknolojiler yerli otomobillere kazandırılabilir. veyahut bosch ile araçlarımızda kullanacağımız enjektörleri projelendirebilir, ürettirebiliriz.
fakat an itibariyle yaratıcı gücü olan ve bu tip işbirliğinde taşeronluk vasfını kırabilmiş bir şirketimiz, yan sanayicimiz yok.
yine de iyimser isek fabrikalarımıza nitelikli işgücü satın alınabilir.. yabancı teknik direktör misali örneğin audi tasarımcısı işe alınabilir. motor üretiminde türk mühendisleriyle beraber gm mühendileri çalıştırılabilir. fakat bu adamlar orayı bırakıp buraya gelir mi muamma..
dünya büyükleri bu sahnenin başrol oyuncuları ve hakimleri.. bunlarla bazı asya ülkeleri mücedele etmeye çalışıyorlar ve ümit vaad ediyorlar. fakat bizim şartlarımız asya ülkelerine nazaran son derece olumsuz.
....
sonuç; olmayacak duaya amin demeyelim, oy uğruna söylenen bu sloganlara kanmayalım..
Yorum