Bir varmış, bir yokmuş.Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde ihtiyar bir avcı ve onun
genç, becerikli bir oğlu varmış. Babası ona avcılığın en zor,en çetrefilli yönlerini öğretmiş.
Boynuz kulağı geçmiş,oğlu babasından daha becerikli çıkmış.
Hedefi ıskalamak nedir bilmezmiş.Hiçbir şey,dağlardaki hiçbir av onun mermisinden kaçamazmış.
Boz keçi sürüsünü silahıyla tek tek avlamış.Geriye bir tek dişi boz keçi ile erkek boz keçi kalmışlar.
Dişi keçi avcıya erkeğini öldürmemesi için yalvarmış.Avcı onu dinlememiş, erkek keçiyi bir
kurşunla öldürüvermiş,keçi uçurumdan aşağı yuvarlanmış.
Dişi keçi avcıya dönüp 'Beni de kalbimden vur,haydi!Kıpırdamayacağım, ama beni vuramayacaksın,
bu, senin hayatının son atışı olacak' demiş. Genç avcı önce gülüp ateş etmiş, ama keçi yere yığıl-
mamış,kurşun arka ayağına isabet etmiş.Daha önce hiç böyle bir şey yaşamadığı için avcı afallamış.
Boz keçi 'Haydi, şimdi beni yakala bakalım!Bak,artık sakat bir keçiyim ben' demiş.Avcı, keçiye bir
kez daha gülmüş. 'Kaçmaya çalış o zaman,seni yakalayıp boynunu keseyim de merhametsizlik ne imiş
gör bakalım,seni zavallı yaratık' demiş.
Sakat boz keçi koşmaya başlamış.Avcı da arkasından onu kovalamış.Bu kovalamaca uçurumlarda,
dağların yamaçlarında,yokuşlarda,karda, günlerce sürüp gitmiş.Boz keçi pes etmemiş.Avcının kıya-
fetleri paçavraya dönmüş , en sonunda silahını elinden atmış.Kendisini uçurumun kenarında bulmuş.
Ne aşağı inebiliyor, ne yukarı çıkabiliyor,ne sürünebiliyor, ne de başka bir kayaya atlayabiliyormuş.
Boz keçi onu oracıkta bırakıp 'Buradan asla kaçamayacaksın, seni kimse kurtaramayacak.Tıpkı benim
yavrularıma ağladığım gibi şimdi de senin baban ağlasın bakalım.Baban buralara gelip yalnız başına
feryat etsin, ben de dağlara gidip ağlayayım.Ben, bütün keçilerin anası, boz keçi, seni lanetliyorum.
Seni lanetliyorum!' deyip ağlaya ağlaya oradan uzaklaşmış.
Genç avcı yalnız başına bir kayanın üzerinde kalmış.Ne aşağı inebiliyor, ne yukarı çıkabiliyormuş.
Aşağı bakmaktan korkuyor,ne gökyüzünü, ne de ayaklarının altındaki yeri görebiliyormuş.
Bu arada babası, her yerde onu arıyormuş.Yerde oğlunun silahını görünce,oğlunu bir felaketin
aldığını sezmiş.Kayalıklar boyunca dağların ardında 'Karagül,neredesin?Cevap ver Karagül!' diyerek
koşup durmuş. Her seferinde 'Karagül neredesin?Cevap ver Karagül' diyen kendi sesini işitmiş.
Sonra , aniden yukarılardan bir yerlerden 'Buradayım baba' diye bir ses gelmiş.Adam başını kaldırınca
ulaşamayacağı kadar uzaktaki dik bir uçurumun kenarında, yavru bir karga şeklinde görmüş.Arkasını
dönmüş bir şekilde duruyor,yüzünü dönemiyormuş.
'Benim biçare oğlum,sen nasıl oldu da oraya gittin?'
'Bana hiçbir şey sorma baba! Lanetlendiğim için buradayım.Dişi boz keçi,beni lanetleyerek buraya mah-
kum etti.Birkaç gündür buradayım.Ne güneşi, ne gökyüzünü ne de dünyayı görebiliyorum.Senin yüzünü
de bir daha göremeyeceğim baba.Bana acı,lütfen beni öldür, bu acıma bir son ver.Sana yalvarıyorum!
Beni öldür ve göm.'
Devam edecek!
Şaman TÜRKSOY
Yorum