1995 Yılında bir gün, CNN televizyonu "flaş haber" notu ile dünya ajanslarına bir bilgi geçiyordu.
Dünya çevresinde yörüngeye yerleştirilmiş olan ilk uzay teleskopu HUBBLE çok önemli bir geliş-
meyi izlemeye başlamıştı:Bir galaksinin doğumu.
Evren’in çok uzak bir köşesinde, on milyar Dünya yılı kadar önce meydana gelen bu olayın görün-
tüsü bize yeni ulaşıyordu. Çünkü, aramızdaki mesafe öylesine uzaktı ki ışığın saniyede 300.000 km
olan hızıyla bile, bu mesafeyi kat etmek on milyar Dünya yılı sürmüştü.
CNN muhabiri, genç bir astrofizikçiye bu olayın Dünya'da yürütülmekte olan bilimsel çalışmalara
nasıl bir katkısının olacağını sordu. Heyecan ve sevinçten gözleri parlamakta olan genç kadın,
elementlerin Güneş benzeri yıldızların oluşumu sırasında meydana geldiğini, daha sonra yine bu
yıldızların patlaması sonucu Evren’e dağıldığını ileri süren kuramın böylece "doğrulanmakta" oldu-
ğunu söyledi.
CNN muhabiri sormaya devam ederek "bu olayın sokaktaki adamı ilgilendiren bir yanı var mıdır?" dedi.
Astrofizikçi şöyle cevap verdi: Bu olayın herkesi ilgilendiren bir yanı vardır.Çünkü bu olay hepimizin
yıldız tozlarından oluştuğumuzu ispatlıyor.
İnsan gökyüzünü, yani Evren'in Dünya'dan görülebilen kısmını beş bin yıldır izliyor.
Bu izleme önce çıplak gözle yapılıyordu. Bir yıldızın parlaklık bakımından bulunduğu basamak ‘Kadir’
olarak adlandırılır. En parlak yıldızlar 1.kadir sınıfında sayılır.İnsan gözü 6.kadire kadar olan gök
cisimlerini görebiliyor.
Bilimsel bilgi birikimi çoğaldıkça, gökyüzünü izlemek için alet kullanılmaya başlandı.
Böylece ilk teleskoplar icat edildi. Galileo , kiliseden ihtar alarak araştırmalarına ara verdiği
on dokuz yıl süresince, aletler yapmaya ve geliştirmeye çalışmıştır.Bunlardan biri de teleskoptur.
Ancak bütün geliştirme çabalarına rağmen ‘Yer’ de bulunan bir teleskopla ayrıntılı inceleme
mümkün olmamıştır. Çünkü, Dünya atmosferi morötesi ve kızıl ötesi ışınların büyük kısmını
soğurmakta (emmekte) ve ışığı kırarak saptırmaktadır.Bu yüzden,Yer'den gözlem yapan tele-
skopların Evren'in uzak yerlerini araştırması mümkün olmamıştır.
25 Nisan 1990 günü, Dünya'da üretilen ilk uzay teleskopu, Discovery' in güvertesinde uzaya
gönderildi.Dünya atmosferinin 600 km üstünde yörüngeye yerleştirildi. Bu ilk uzay telesko-
puna ünlü gökbilimci Edwin Hubble'nin anısına Hubble Teleskopu adı verildi.
Hubble, Dünya çevresini 97 dakikada dolaşmaktadır. Kızıl ötesi, mor ötesi optik gözlemler
yapabilmektedir.
Edwin Hubble,1920 yılında, galaksilerin mesafeleri ile orantılı bir hızla uzaklaşmakta olduk-
larını keşfetmişti. Galaksi ne kadar uzakta ise o kadar hızlı uzaklaşıyor görünmekteydi.
Yani Evren sürekli genişliyordu. Hubble Sabiti adı verilen bu bağıntı sayesinde Evren'in yaşı
ve büyüklüğü hesaplanıyordu.
Hubble,1998 yılında yüzyılın en çarpıcı astronomik keşfini mümkün kılmıştır. Yaptığı gözlem-
lerin sonuçları, birbirinden bağımsız iki özel bilim adamı ekibi tarafından değerlendirilmiş,
kozmik genişleme kuramı ispatlanmış, ayrıca evrenin genişlemesinin hızlanmakta olduğuna
dair sağlam deliller bulunmuştur. Böylece Hubble, ismini aldığı Edwin Hubble'nin seksen
yıllık hipotezini ispat etme şerefine nail olmuştur.
Hubble Teleskopu sayesinde Evren'le ilgili bir çok keşifler yapılmıştır.31.kadire kadar olan
gök cisimlerini görebilen bu teleskop, parlak cisimlerin yanında, ışıksız cisimleri de görebiliyor.
Kara delikler bu sayede keşfedilmiştir. Kara enerji, kara madde Evren'deki toplam enerji
ve madde miktarının %96 lık kısmını oluşturmaktadır.
Pozitif bilimin bugüne kadar depoladığı objektif bilgi, Evren'in şu haliyle yaklaşık yüz milyar
tane galaksiden meydana gelmiş olduğunu gösteriyor. Bu galaksilerden her biri de, gerek
kimyasal bileşim, gerek büyüklük ve gerekse yaş itibariyle birbirinden farklı yüzer milyar
tane yıldız sisteminden oluşuyorlar.
Evren, insan aklının almayacağı kadar geniş. Öyle ki ışık hızıyla hareket eden bir otomobile
binersek 30 milyar yıl yol alarak Evren'i baştan başa kat edemeyiz. Üstelik Evren her an
artan bir hızla genişlemeye devam ediyor.
Evren'in bu muazzam büyüklüğü karşısında, Hubble'nin büyük katkısına rağmen gözlemler
çok yetersiz. Bu durumda eldeki veri yok denecek kadar az, kıt bilgiden yola çıkan yorumlar
kesin olmaktan uzak. Her gün yeni bilgiler akmaya devam ediyor, ettikçe de yorumlar deği-
şebiliyor. Ama bugün, otuz yıl öncesine nazaran çok fazla ve bazı konularda "kesin" olmaya
çok yakın bilgiler elde edilebilmiştir. Evren'in sırlarını çözdüğümüz gün, yaratılışın sırlarını
da çözmüş olacağız.
Hubble, beş bin yıllık geçmişte biriktirilen bilgiye on beş yılda çok büyük bir katkı yaptı.
Eğer bir gün insan aklı bu sırrı çözme şerefine nail olursa, arslan payı HUBBLE'nin olacaktır.
Hubble hangi görevleri yapıyor?
-Gezegenlerin atmosfer yapılarını inceler.
-Yıldızların doğumunu, yaşam süreçlerini ve ölümlerini gözlemler.
-Evren'in en ücra köşelerinde bulunan galaksileri bile inceleyebilir.
-Kara delik, kara madde, kara enerji haklarında bilgiler sağlar.
-Evren'in yapısı, yaşı ve oluşumu ile alakalı çok çeşitli bilgiler sağlar.
-Kozmik genişlemeyi takip etmektedir.
-Çarpıcı astronomik keşifler yapmayı sürdürmektedir.
04.11.2009
Sağlıcakla kalınız.
Şaman TÜRKSOY
Yorum