Kimyada İlk ‘Elektronik Bilgisayar’
Elektronik bilgisayarlar pek çok işi becerebilirler. Onlara, satranç oynamak, hava durumunu tahmin etmek, uzak yıldızların
derinliklerinde neler olduğunu keşfetmek, akıl almaz güçlükte hesaplamaları yapmak gibi beceriler kazandırılmıştır.
Bilinmesi gereken tek şey çalışma programlarının nasıl hazırlanması gerektiğidir. Elektronik bilgisayarlar şimdi hemen
her bilim dalında çok yaygın olarak kullanılıyor. Büyük fabrikalar bu bilgisayarların yönettiği otomatik makinelerle kontrol
ediliyor. Onların yardımıyla araştırmacılar, uygulamaya başlamadan önce birçok kimyasal süreçle ilgili her şeyi öğreniyorlar.
Bir de, kimyacıların hizmetinde oldukça olağandışı bir ‘elektronik bilgisayar’ daha bulunuyor. Bu bilgisayar, dünya dillerinde
‘elektronik bilgisayar’ terimi kullanılmazdan yüzyıl kadar önce keşfedildi. Bu ilgi çekici makine Elementlerin Periyodik Sistemidir.
O, bilim adamlarının daha önce en cesur araştırmacıların bile göze alamadıkları şeyleri yapmalarını sağlar.
Periyodik Sistem, henüz bilinmeyen, laboratuvarda bile keşfedilememiş elementlerin varlığının öngörülmesine imkan verir.
Yalnızca öngörülmelerini değil, özelliklerinin tanımlanmasını bile sağlayabilir.
Onların metal ya da ametal olduklarını, kurşun gibi ağır ya da sodyum gibi hafif olduklarını ve bilinmeyen elementlerin hangi
filiz ve minerallerde bulunabileceğini gösterir. Bütün bu soruların yanıtları Mendeleyev'in bulduğu ‘elektronik bilgisayar’ da saklıdır.
Fransız bilim adamı Paul Emile Lecoq de Boisbaudran 1875'de çalışma arkadaşlarına önemli bir rapor sundu.
Çinko filizinde ağırlığı bir gramdan fazla olmayan hafif bir taneciği, yeni bir elementin varlığını gözlemlemeyi başarmıştı.
Deneyimli bir araştırmacı olarak galyumun (yeni doğan elementin ismi galyumdu) özelliklerini tüm yönleriyle inceledi ve bu
konuda bir makale yazdı.
Bir sure sonra, de Boisbaudran'a St. Petersburg damgalı bir mektup geldi. Fransız kimyacıya gönderilen kısa mektupta, bulduğu
sonuçların biri dışında tümüyle doğru olduğu yazılıydı: Yalnızca galyumun özgül ağırlığı 4.7 değil, 5.9 olacaktı. Mektubun
altındaki imza D. Mendeleyev'e aitti.
Lecoq de Boisbaudran endişelenmişti. Yeni elementin keşfinde Rus kimya devi kendisinden önce mi davranmıştı?Hayır,
Mendeleyev galyumu elde etmemişti. O, yalnızca Periyodik Sistemi etkin olarak kullanmıştı.
Mendeleyev, uzun suredir bilinmeyen bir elementin er ya da geç bulunarak çizelgede yer alacağını biliyordu, şimdi o yer
galyum tarafından doldurulmuştu. Mendeleyev bu maddeye eka-alüminyum gibi bir ön-isim vermiş ve Periyodik çizelgedeki
komşularının özelliklerini bildiğinden, onun kimyasal doğasını büyük bir kesinlikle öngörmüştü.
Böylece, Mendeleyev kimyada ilk ‘programlamacı’ oldu. Daha sonra, tam bir düzine bilinmeyen elementi öngörmüş ve
özelliklerini tümüyle tanımlamıştır. Bu elementlerin şimdi kullanılan isimleri: skandiyum, germanyum, polonyum, astatin,
hafniyum, renyum, teknetyum, fransiyum, radyum, aktinyum ve protaktinyumdur. Bu elementlerin çoğu fiziksel olarak
1925'lerde keşfedilmişlerdir.
20 Haziran 2014
Şaman TÜRKSOY
Elektronik bilgisayarlar pek çok işi becerebilirler. Onlara, satranç oynamak, hava durumunu tahmin etmek, uzak yıldızların
derinliklerinde neler olduğunu keşfetmek, akıl almaz güçlükte hesaplamaları yapmak gibi beceriler kazandırılmıştır.
Bilinmesi gereken tek şey çalışma programlarının nasıl hazırlanması gerektiğidir. Elektronik bilgisayarlar şimdi hemen
her bilim dalında çok yaygın olarak kullanılıyor. Büyük fabrikalar bu bilgisayarların yönettiği otomatik makinelerle kontrol
ediliyor. Onların yardımıyla araştırmacılar, uygulamaya başlamadan önce birçok kimyasal süreçle ilgili her şeyi öğreniyorlar.
Bir de, kimyacıların hizmetinde oldukça olağandışı bir ‘elektronik bilgisayar’ daha bulunuyor. Bu bilgisayar, dünya dillerinde
‘elektronik bilgisayar’ terimi kullanılmazdan yüzyıl kadar önce keşfedildi. Bu ilgi çekici makine Elementlerin Periyodik Sistemidir.
O, bilim adamlarının daha önce en cesur araştırmacıların bile göze alamadıkları şeyleri yapmalarını sağlar.
Periyodik Sistem, henüz bilinmeyen, laboratuvarda bile keşfedilememiş elementlerin varlığının öngörülmesine imkan verir.
Yalnızca öngörülmelerini değil, özelliklerinin tanımlanmasını bile sağlayabilir.
Onların metal ya da ametal olduklarını, kurşun gibi ağır ya da sodyum gibi hafif olduklarını ve bilinmeyen elementlerin hangi
filiz ve minerallerde bulunabileceğini gösterir. Bütün bu soruların yanıtları Mendeleyev'in bulduğu ‘elektronik bilgisayar’ da saklıdır.
Fransız bilim adamı Paul Emile Lecoq de Boisbaudran 1875'de çalışma arkadaşlarına önemli bir rapor sundu.
Çinko filizinde ağırlığı bir gramdan fazla olmayan hafif bir taneciği, yeni bir elementin varlığını gözlemlemeyi başarmıştı.
Deneyimli bir araştırmacı olarak galyumun (yeni doğan elementin ismi galyumdu) özelliklerini tüm yönleriyle inceledi ve bu
konuda bir makale yazdı.
Bir sure sonra, de Boisbaudran'a St. Petersburg damgalı bir mektup geldi. Fransız kimyacıya gönderilen kısa mektupta, bulduğu
sonuçların biri dışında tümüyle doğru olduğu yazılıydı: Yalnızca galyumun özgül ağırlığı 4.7 değil, 5.9 olacaktı. Mektubun
altındaki imza D. Mendeleyev'e aitti.
Lecoq de Boisbaudran endişelenmişti. Yeni elementin keşfinde Rus kimya devi kendisinden önce mi davranmıştı?Hayır,
Mendeleyev galyumu elde etmemişti. O, yalnızca Periyodik Sistemi etkin olarak kullanmıştı.
Mendeleyev, uzun suredir bilinmeyen bir elementin er ya da geç bulunarak çizelgede yer alacağını biliyordu, şimdi o yer
galyum tarafından doldurulmuştu. Mendeleyev bu maddeye eka-alüminyum gibi bir ön-isim vermiş ve Periyodik çizelgedeki
komşularının özelliklerini bildiğinden, onun kimyasal doğasını büyük bir kesinlikle öngörmüştü.
Böylece, Mendeleyev kimyada ilk ‘programlamacı’ oldu. Daha sonra, tam bir düzine bilinmeyen elementi öngörmüş ve
özelliklerini tümüyle tanımlamıştır. Bu elementlerin şimdi kullanılan isimleri: skandiyum, germanyum, polonyum, astatin,
hafniyum, renyum, teknetyum, fransiyum, radyum, aktinyum ve protaktinyumdur. Bu elementlerin çoğu fiziksel olarak
1925'lerde keşfedilmişlerdir.
20 Haziran 2014
Şaman TÜRKSOY
Yorum