Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Unutamadığınız Kitap(lar)...

Collapse
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
new posts

  • #16
    Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

    Aklıma ilk gelen

    Melekler ve Şeytanlar - Dan Brown

    Seat Ibiza 2014 1.4 Style Beyaz
    Seat Ibiza 2013 1.2 TSI DSG Style Kırmızı
    VW Passat 2015 1.6 TDI DSG Comfortline Harvard Mavi Sunroof Led Ön Farlar

    Yorum


    • #17
      Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

      Türkçe akıcı bir kitap arıyorum, roman ve hikaye dışı bir tür.. Bilen varsa söylesin lütfen
      F30 Sport+

      Yorum


      • #18
        Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

        İnci sözlük insanlığa lanet
        yazarlarından biri sözlüğün kurucusu serkan inci diğeri ise umut kullar dır.inci sözlùğün kuruluşu yapısı barındırdıgı dusuncelerden bahsetmektedir kitap.1 yılı aşkın süredir inci sözlük yazarı olarak düşüncelerimizon kitap haline getirilmesinden mutluluk duydum.

        Yorum


        • #19
          Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

          Eski bir kitap şuan bulunur mu bilmiyorum askerde gazinoda bir dolabın içinde bulmuştum sadece merakımdan 1dk bi göz gezdirdim sonra bitirene kadar elimden bırakamadım

          -HAVYAR OPERASYONU
          BİR SUİKASTIN ANATOMİSİ
          Yazarı: OSMAN AYSU

          Şimdi 3 kitap var elimde yazarları aynı


          -2023 FIRSAT MI? TUZAK MI?

          -Müştak Baba Geleceği Gördü
          İstanbul Başkent Olacak

          -Hergcmerc
          İsrail İmparatorluğu Kuruluyor Mu?

          Yazarı: SERHAT AHMET TAN
          İnsignia 1.6 Turbo Edition Elegance paket + Gri (Hakim)+Navi +17"jant 34 YC 4700
          Audi A3 1,6 Attraction (Siyah)

          Yorum


          • #20
            Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

            Son zamanlarda hatirladigim
            Zulfu Livaneli
            Serenad

            Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran’ın (36) ABD’den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner’i (87) karşılamasıyla başlar. 1930’lu yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile’ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor. Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad'da Zülfü Livaneli’nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz dengesi. “Bir kız çocuğunun büyümesi ne zaman biter acaba? İlk âdet gördüğünde mi, 18 yaşını doldurunca mı, evlenince mi, saçına ilk ak düşünce mi? Bence hiçbiri değil. Bir kız çocuğu büyümez, kaç yaşına gelirse gelsin asla büyümüş gibi hissetmez kendini. Son nefesini içi arzularla, heyecanlarla dolu bir kız olarak verir. Ama değişim yaşar. Hayat o kızı sürekli değiştirir ve bu değişimlerin hiç şaşmayan bir aktörü vardır: Bir erkek. Geriye bakınca Ahmet’in bile beni olgunlaştırmış olduğunu anlıyorum, Tarık’ın etkisi daha az bile olsa onun da faydası oldu ama kişiliğimdeki en büyük değişimi yaşlı bir erkeğe borçluyum. Aramızda ne aşk, ne cinsellik, ne aynı ülkeyi, aynı dili paylaşma durumu bulunan, kısa bir süre tanıdığım bir erkek.” SİTE:www.kitapyurdu.com

            Yorum


            • #21
              Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

              Bir de
              Hamdi Koc'dan
              Melekler erkek olur

              Gizli birşey yapıyordum ve korkuyordum, karımdan, çocuklarımdan, patronumdan, arkadaşlarımdan, iş arkadaşlarımdan, kısaca bana sahip olan, hayatımı zorlaştırma, hatta karartma potansiyeline sahip herkesten, tek tek ve toplu olarak hepsinden.' Melekler Erkek Olur cinselliğin akıl işlemez dehlizlerinde ailenin, arkadaşlığın, iş yaşamının sorgulandığı; karmaşık, zaman zaman çıkmaz sokaklarla son bulan, koşturmacalı bir yaşantının çelişkileriyle örülü çağdaş bir roman. 'Korku, hayatım boyunca, en büyük yöneticim oldu,' diyen, ama gene de kendisine gizli adacıklar oluşturmaktan geri durmayan bir kahramanın yalın anlatısı...

              Yorum


              • #22
                Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                Küresel Güç Dengesi ve Türkiye Gökhan Çapoğlu
                Kaçın Demokrasi Geliyor Banu Avar
                İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır

                Yorum


                • #23
                  Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                  bir kitabın türkçe çevirisi olup olmadığını bulmanın bir yolu varmı?
                  InsigniaTEAM

                  Yorum


                  • #24
                    Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                    Şu çılgın Türkler. Turgut Özakman

                    Bir zamanlar 1.6 CDTİ 136 hp Flexride, ÇG2, Sunroof , Ergonomik PerforjeSpor Deri koltuklar, Bose 19" jant
                    Şimdi F30 Modernline Sunroof

                    Yorum


                    • #25
                      Yılmaz Özdil-Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda! Ergün Poyraz-Takunyalı Führer Ahme

                      Yılmaz Özdil-Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda!
                      Ergün Poyraz-Takunyalı Führer
                      Ahmet Şık-İmamın Ordusu
                      Hanefi Avcı-Haliç'te Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bugün Cemaat

                      Konunun başında kitap içeriklerinden de bahsedilmesi istenmiş,sonradan gördüm;

                      Yılmaz Özdil'in kitabında, 2002 yılından 2013 Eylül ayına kadar gerçekte olan ile bize yansıtılan olaylar kaleme alınmış,
                      Ergün Poyraz'ın kitabında, rte nin hayat hikayesi,gerçekler ve doğrular,rte nin kökeni,rte icraatları
                      Ahmet Şık'ın kitabında, gülen cemaatinin devlet içinde örgütlenmesi
                      Hanefi Avcı'nin kitabında,Eskişehir emniyet müdürü cemaatin polis içindeki ögrütlenmesi kaleme alınmış
                      2015 BMW F30 M Sport

                      Yorum


                      • #26
                        Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                        Kitap deyince ben başta Kur'an-ı Kerim'i anlarım. Kâinatın Maliki,sahibi,yaratıcısı, tüm mevcudatı kabza-i tasarrufunda tutan Zat-ı Zülcelâl-i vel Ikramın akıllı bir sanatı olan insan ile konuşması, insana sahibi tarafından yazılmış ezeli ve ebedi mektuptur Kur'an. Okudukça tazelenen bir zevkle yeni iman ufukları açar insan ruhuna.
                        Ikinci olarak Risale-i Nur'u anlarım.
                        Îman hakikatlerini anlatıp delilleriyle açıklayan, Kur'an-ı Kerim'in asrımıza Işık tutan tefsiri. Her meselesini mütalaa ederken kainatın eczalarındaki sanatı ilahiyi ülfet (alışkanlık)perdesinin arkasından çıkarıp insanın manevi gözüne sokarak adeta baktığımız ama göremediğimiz sanatları sanatkarının rızasına uygun şekilde izah eder. Her okuduğumda ruhumda oluşturduğu inşirah o risaleleri ölene kadar defalarca okumaya devam edeceğimin delilidir.

                        MEN AMENE BİL KADER EMİN-E MİNEL KEDER.

                        Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, 
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!

                        Yorum


                        • #27
                          Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                          Amin Maalofun kitapları oldukça sürükleyici tavsiye ederim

                          Yorum


                          • #28
                            Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                            JP Sartre - Bulantı,
                            Nietzsche - Güç İstenci,Zerdüşt Böyle Buyurdu
                            Amin Maalouf - Ölümcül Kimlikler
                            S.Hungtinton - Medeniyetler Çatışması
                            Mevlana - Meclis-i Saba
                            Albert Camus - Değişim
                            Franz Kafka - Dönüşüm
                            Neil Postman - Teknopoli


                            Aklıma geldikçe eklerim
                            İnsignia Cosmo 1.6 Turbo Flexride + Infınıty + 19'' + Şerit Takip + DVD800 + Buzdolabı + Sunroof +LPG

                            Yorum


                            • #29
                              Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                              Erdal Sarızeybek - İhaneti Gördüm, Ya Gazi Paşa Duyarsa, Şemdinlide Sınırı Aşmak,Çarçella
                              Turgut Özakman - Şu Çılgın Türkler , Cumhuriyet, Diriliş
                              Insignia 1.4 Turbo Elegance

                              Yorum


                              • #30
                                Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                                “Şu Çılgın Türkler”

                                HASAN BEŞ KURUŞ

                                İnönü’nde yedi gün yedi gece süren çarpışmalar sonunda (başkomutanlarının gözü önünde) bozguna
                                uğrayan Yunan Kuvvetleri, panik içinde Mezit Yaylası-İnegöl hattını kullanarak Bursa’ya çekilmeye çalışıyorlardı.
                                Üzengisi ipten, kılıcı tahtadan Türk Süvarileri ise onları kovalıyorlar, yakaladıklarını tepeliyorlardı.

                                Zafer haberi İstanbul’a “gökten bir müjde” gibi indi. Halkı; “Zito, zito Venizelos” naraları ile manevi
                                baskıya maruz kalmış işgal altındaki şehir, bir kabustan uyanır gibi doğruldu, silkindi ve hızla aslına
                                dönerek olanca gücüyle Milli Mücadeleye destek verdi.Her gün güneş batar batmaz karanlığa gömülen
                                bezgin İstanbul o gün ışıl ışıldı.Minareler sevinçten titreşen binlerce kandilin ışığı ile her yanı aydınlatmakta; işgal
                                altında onuru incinmiş İstanbul Halkı, zaferi sessiz ama görkemli bir biçimde kutlamaktaydı.

                                Bu sıralarda; İkdam Gazetesi’ndeki bir odada, yarınki baskı için makale hazırlamakta olan Yakup Kadri Bey’e
                                bir haber ulaştı. Kızılay ikinci başkanı Anadolu Savaşçıları için “para yardımı” çağrısı yapmakta; bu çağrının
                                gazetelerle İstanbul Halkı’na duyurulmasını istemekteydi. Sabah, İkdam dahil bütün gazetelerin birinci
                                sayfası bu duyuruya ayrılmıştı.

                                Yardım çağrısını gazetelerden öğrenen İstanbullular, işgal kuvvetlerine aldırış etmeden akın akın gazetelere
                                doluştular. İleri Gazetesi’nin idarehanesinde, henüz afyonu patlamadığı için huysuzlanan bir memur, önündeki
                                deftere bağış yapanların adını ve bağış miktarlarını yazmaktadır.

                                “Kahveci Asım,100 kuruş”
                                “Hallaç Ali, 50 kuruş”
                                “Eskici Adem,75 kuruş”
                                “Terlikçi Yusuf,200 kuruş”

                                Sırada küçük, cılız bir oğlan vardı. Onu bir önceki bağışçının çocuğu sanan huysuz memur, yürüyüp arkadakilere
                                yol vermesi için işaret etti. Ama çocuk büyük bir ciddiyetle servetini masanın üzerine bıraktı: “Hasan,5 kuruş”

                                Suratsız idare memurunun gözleri doldu, ağladığını gizlemek için kocaman mendilinin arkasına saklanarak burnunu siler gibi yaptı...

                                Aynı saatlerde; Halide Edip Ankara Öğretmen Okulu’nun konferans salonunda, Ankaralı hanımlara sesleniyordu:

                                “Hanımefendiler: Tarih Türk’ü ateşle imtihan ediyor.Bu imtihandan başarı ile çıkmamız için erkeklerimizin cesareti yetmez.
                                Biz kadınlar da bu ateşe yüzümüzü dönmeli, ellerimizi uzatmalıyız. Ordumuzun hepimize ihtiyacı var.”

                                Kadınlar dikkatle onu dinliyorlardı...

                                “Uçakların gövdeleri ve kanatları,özel keten bir kumaşla kaplanırmış.Bulunamadığı için bizimkiler kaput bezi ile kaplıyor.
                                Özel yapıştırıcı olmadığı için kaput bezini nal mıhı ve zamkla tutturuyorlar.Sonra da gözlerini kırpmadan bu uçaklara
                                binip uçuyorlar.Sizleri,milletinin şeref ve namusunu canla başla korumaya çalışan bu yoksul orduya yardım etmeye çağırıyorum!..”

                                Halide Edip konuşmasını bitirdiğinde salon bir ölüm sessizliğine büründü. Bu kısa sessizlikten sonra; kadınlar hiç
                                konuşmadan yerlerinden kalkarak masanın önünde sıraya girdiler; çıplak masanın üstü bir anda parayla doldu.
                                Yanlarında para olmayanlar yüzüklerini, bileziklerini bırakıyorlardı.
                                Kadınlar arasında geçimini çamaşırcılık yaparak sağlamaya çalışan bir ninecik vardı.
                                Gözleri görmediği için birisinin yardımı ile Halide Edip’e ulaşmaya çalışıyordu, sonunda buldu. Ölümlük olarak ayırdığı
                                bir liracığı derisi çatlamış avucunun içinde duruyordu.
                                Parayı Halide Hanım’a verdi. Halide Edip: “Ah anacığım, bir kere daha inandım ki kurtulacağız.”diyerek, ağlamakta olan nineyi bağrına bastı...

                                Kurtuluş Savaşı; çoluk çocuk, erkek kadın bu özkey (fedakar) insanlar sayesinde kazanıldı.

                                Yüce Atatürk’ün bir Cumhuriyet ile taçlandırarak gençliğimize emanet ettiği bu kazanımı kurda kuşa yem etmeyeceğiz.
                                Gök girsin,Kızıl çıksın!..

                                29.10.2006

                                Şaman TÜRKSOY

                                Yorum

                                İşleniyor...
                                X