Duyuru

Collapse
No announcement yet.

Unutamadığınız Kitap(lar)...

Collapse
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
new posts

  • #46
    Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

    Bunun yaninda musluman bir toplum icerisindeyiz. Sanirim herkes kuran i biliyor nelerden bahsettigi konusunda bir sekilde fikir sahibidir. Tum kutsal kitaplari okumak lazim bilgilenmek adina. Daha genis acidan bakabilmek adina. Ben henuz okumadim,fakat en kisa zamanda basta kuran dan baslayip diger dini kitaplarida okuma niyetim var,var ki dogrusunu ogrenmek adina.
    Fakat bilgecem abimizin ozellikle kurtulus savasi ile alakali soylediklerine katilmak mumkun degil,cunku kazandik cunku boyle istendi,kaybettik boyle uygun goruldu vs vs gibi yaklasimlar kadercilikten baska bisey degil. Herkes kendi kaderini kendisi yaratir,yaptigi secimlerle. Kimsenin kaderi en basindan yazilmis secilmis falan degildir. Kader denilen olay budur.

    Bilim her zaman sorgulayan arastiran deneysel calismalarla gercekligini ortaya koyan bir kavramdir.
    Bilimsel arastirmalar ve bunlarin pozitif/negatif sonucu her zaman onde gelir.

    Sanirim bu konu da daha cok roman soylesi biyografi vs tarzinda kitap paylasimi icin ailmistir.

    Sanmiyorum ki burada kimse kimseye tevrat o veya incili tavsiye etsin. Bunun yaninda Turkiye nin dini olan muslumanligin kutsal kitabini da burada yazmak cok uygun olmayacaktir gorusundeyim.
    2015 BMW F30 M Sport

    Yorum


    • #47
      Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

      Mert Kardeşim,

      Bilim her şeyi maalesef çözemiyor ve anlayamıyor.(Bilim konusunda ayrı bir konu açıp orada tartışılabilir (Konu açacak arkadaşlara duyurulur))

      Mesajında dediğin gibi
      "
      Tum kutsal kitaplari okumak lazim bilgilenmek adina. Daha genis acidan bakabilmek adina. Ben henuz okumadim,fakat en kisa zamanda basta kuran dan baslayip diger dini kitaplarida okuma niyetim var,var ki dogrusunu ogrenmek adina.
      "
      Çok doğru inşallah en kısa zamanda okursun

      Senin mesajın üzerine bir kaç araştırma yaptım ve sonuçta unutmadığım ve unutamadığım Çanakkale savaşından düşmanlarımızın bizlere nasıl saldırdığını bir kez daha hafızamda tazeledim.
      Günümüzde ise düşmanlarımızla dost olmuşuz ve hatta ve hatta kanka olmuşuz o günleri hatırlamak ve yaşamak lazım ruh lazım bazı konuları bilim arkasına atmamak lazım bilimin yeri ayrı bilimsiz irfansız da olmamak lazım.
      Burada sorgulanacak çok şey var internetter gezerken şu http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/23/137.pdf dökümanı buldum lütfen zaman ayırıp okuyun


      Prof.Dr.Ali Akpınar'dan alıntı dır
      "
      Dünyanın dört bir yanından gelmiş değişik din, dil, renk ve ırktan bir milyondan fazla insanın katıldığı ve yarım milyon insanın toprağa düştüğü Çanakkale Savaşı, tüm dünya insanını ilgilendiren evrensel bir savaştır. Savaşa dünyanın hemen her yanından insan katılmış ve savaş sonucu dünyanın hemen her yanına acı düşmüştür. Bu nedenle bu savaşın sosyal, siyasî, askerî, edebî, dinî çok yönlü tahlilleri yapılmalıdır.
      Bizim açımızdan bakıldığında Çanakkale savaşı, hilal ile haçın, mana ile maddenin, et ile demirin, Osmanlı ile Dünyanın karşı karşıya kaldığı savaştır. Osmanlı, pek çok cephede önce ağır yara alıp hasta adam olarak yataklara düşürülmüş, sonra da mirası talan edilmek üzere üzerine üşüşülmüştür. İngiliz ve Fransızların başını çektiği İtilaf Devletleri, geliştirdikleri teknolojinin bir anlamda denemesini yapmak üzere Çanakkale önlerine gelmişlerdir. Geliştirdikleri teknolojiyi insanlığın hizmetine sunmak yerine, insanları toplu katletmek için kullanmayı seçmişlerdir. Sonuçta çeyrek milyon şehid ve bir o kadar da karşı taraftan maktül. Cephede günlerce kan akarken, cephe gerisinde de gözyaşları yıllarca dinmemiştir.
      Savaşta pek çok beyin adamını kaybeden Osmanlı, en zor zamanda ve en zorlu savaşta Allah’ın yardımı ile muzaffer olunabileceğini bir kez daha hatırlamıştır. Kazanılan zafer, özelde Anadolu insanının, genelde diğer işgal altındaki toplumların bağımsızlık mücadelelerine ışık tutmuştur. Ama savaş, tüm dünyaya olduğu gibi Osmanlı toplumuna da pahalıya mal olmuştur. Ülkenin dört bir yanından savaşa katılan yetişmiş insanların, din âlimlerinin ve mektep-medrese öğrencilerinin şehid düşmesi sonucu çok önemli bir beyin kaybı olmuştur. Öyle ki, 1915–1921 tarihlerinde pek çok Osmanlı Okulu mezun verememiştir.
      Kur’ân, imanı bir ağaca benzetir. Kökü yerin derinliklerinde, gövdesi ise göğün derinliklerinde olan, her zaman ve şartta meyve veren bir ağaçtır bu. (14/24-25) Bir toplumun geleceği de bir ağacın geleceği gibi, sağlam temellere dayanmasına bağlıdır. Kökü ile irtibatı kesilmiş bir ağaç, ayakta duramayan, devrilmeye, çürüyüp yok olmaya mahkûm olan bir kütüktür. İşte bu yüzden toplum olarak geleceğe köklerimizle irtibat kurarak hazırlanmak zorundayız.
      Esefle söyleyelim ki, bizim gibi dünya çapında evrensel değerlere sahip olan başka bir toplum olmadığı halde, bizim kadar kendi değerlerine sahip çıkmayan başka bir toplum da yoktur. Şu anlatacağımız olay bu dediklerimizin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır:
      Yıllar önce bir Japon heyeti ülkemize gelir. Üst düzey milli eğitim bürokratları ile bir görüşme esnasında şu konuşmalar yaşanır: Bizim bürokratlar Japonlara sorarlar:
      • "Ülkeniz iki dünya savaşında ağır yenilgi aldı. Buna rağmen nasıl başardınız bu kadar gelişmeyi?"
      • Cevap şöyledir:
      • "Biz öğrencilerimizi henüz anaokulunda iken geliştirdiğimiz son model araçlarla başlarını döndürecek kadar gezdirir ve sonra atom bombasının atıldığı ve halen bombanın kalıntılarının muhafaza edildiği Hiroşima’ya götürürüz ve deriz ki:
      • Bakın çalışmazsanız böyle oluruz.
      • Sonra Tokyo’ya götürürüz ve deriz ki:
      • Bakın çalışırsanız da böyle gelişiriz.
      • Bizimkiler der ki:
      • “İyi ama bizim Hiroşima'mız yok ki?!“
      • Cevap ilginçtir: SİZİN DE ÇANAKKALENİZ VAR! Sadece Çanakkale’niz, çocuklarınızın geleceğe motivasyonu için yeterlidir!
      Onun için Çanakkale ruhunu diri tutmak son derece önemlidir. Tabiî ki bu ruhu diri tutmak, yalnızca Mart ayında Çanakkale şehidlerini anmakla olmaz.
      Önce o ruhu doğru anlamalıyız.
      • O ruhla yaşamalıyız.
      • O ruhu yaşatmalıyız.
      • O ruhun şehidlerini unutmamalıyız.
      Çanakkale’yi çiğnetmediğimiz gibi, Çanakkale ruhunun temelini oluşturan tüm değerlerimizi de çiğnetmemek için güçlü ve dirençli olmalıyız.
      • Düşmana karşı maddî hazırlıklarımızı yaptığımız gibi, manen de donanımlı olmalıyız.
      Çanakkale ruhunun temelinde Haydi Yahya haydi git, Ya gazî ol, ya şehid! diye gönderilen Allah yolunda kurban olmaya giden kınalı kuzular vardı…
      İslam Coğrafyasının dört bir yanında cepheye koşan insanların sergilediği birlik ve beraberlik ruhu vardı…
      Cephede şahadet için sırasını beklerken Kur’ân okuyan Kelime-i şahadet getiren Mehmetler vardı…
      On üç ondört yaşında şehadete koşan çocuk yaşta, olgun yiğitler vardı…
      Kurşunlar yağarken bile namazından taviz vermeyen kullar vardı…
      Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm, Allah’ın feyziyle doldu. Ancak bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah’ın ihsan ettiği bir vergi idi, diyen Seyyid Onbaşılar vardı…
      Dualar ve dualar cevap olarak gelen İlahî yardımlar vardı...
      İngiltere başbakanının dediği gibi, Biz Çanakkale’de Türklerle savaşmadık, Tanrı ile savaştık!
      Aynı yolda olursak, bu ruhu diri tutup bu ruhla yaşarsak, benzer zaferlere ermemiz, izzetli günler görmemiz hiç de uzak olmayacaktır. Rabbimiz ne güzel buyurur:
      “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, ayaklarınızı sabit tutar, kaydırmaz.” 47/7
      “Ey inananlar! Sabredin, direnin. Savaşa hazırlıklı, uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki, başarıya eresiniz.” 3/200
      "





      2009 INSIGNIA 4DR COS 16LET180HP M6 NAV CD500+FLEX+SR+19'' JANT+DERİ

      Yorum


      • #48
        Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

        Orjinal yazı sahibi: SOY
        Bunun yaninda musluman bir toplum icerisindeyiz. Sanirim herkes kuran i biliyor nelerden bahsettigi konusunda bir sekilde fikir sahibidir. Tum kutsal kitaplari okumak lazim bilgilenmek adina. Daha genis acidan bakabilmek adina. Ben henuz okumadim,fakat en kisa zamanda basta kuran dan baslayip diger dini kitaplarida okuma niyetim var,var ki dogrusunu ogrenmek adina.
        Fakat bilgecem abimizin ozellikle kurtulus savasi ile alakali soylediklerine katilmak mumkun degil,cunku kazandik cunku boyle istendi,kaybettik boyle uygun goruldu vs vs gibi yaklasimlar kadercilikten baska bisey degil. Herkes kendi kaderini kendisi yaratir,yaptigi secimlerle. Kimsenin kaderi en basindan yazilmis secilmis falan degildir. Kader denilen olay budur.

        Bilim her zaman sorgulayan arastiran deneysel calismalarla gercekligini ortaya koyan bir kavramdir.
        Bilimsel arastirmalar ve bunlarin pozitif/negatif sonucu her zaman onde gelir.

        Sanirim bu konu da daha cok roman soylesi biyografi vs tarzinda kitap paylasimi icin ailmistir.

        Sanmiyorum ki burada kimse kimseye tevrat o veya incili tavsiye etsin. Bunun yaninda Turkiye nin dini olan muslumanligin kutsal kitabini da burada yazmak cok uygun olmayacaktir gorusundeyim.
        Kader meselesi tam olarak sizin anlattığınız gibi değil. Müslümanın lügatında tevekkül denilen bir kavram vardır. Tevekkül kısaca: elinden geleni yapıp takdiri Allah'a bırakmak demektir. Deveni bağla sonra tevekkül et, hadisi bu hakikata bakar.
        Zaten atasözü olmuş: tedbir takdirin önüne geçmez, sözüde bu duruma işaret eder.

        Kader ilmi ilâhinin bir ünvanıdır. Kader Rabb'imizin zaman kavramıyla mukayyet olmayıp olacak ve olan herşeyi önceden bilmesi anlamına gelir. Yani Allah için zamanın başıda sonuda aynıdır.
        MEN AMENE BİL KADER EMİN-E MİNEL KEDER.

        Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, 
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!

        Yorum


        • #49
          Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

          Orjinal yazı sahibi: bilgecem
          Kader meselesi tam olarak sizin anlattığınız gibi değil. Müslümanın lügatında tevekkül denilen bir kavram vardır. Tevekkül kısaca: elinden geleni yapıp takdiri Allah'a bırakmak demektir. Deveni bağla sonra tevekkül et, hadisi bu hakikata bakar.
          Zaten atasözü olmuş: tedbir takdirin önüne geçmez, sözüde bu duruma işaret eder.

          Kader ilmi ilâhinin bir ünvanıdır. Kader Rabb'imizin zaman kavramıyla mukayyet olmayıp olacak ve olan herşeyi önceden bilmesi anlamına gelir. Yani Allah için zamanın başıda sonuda aynıdır.
          Kader meselesi sizin anlattığınız gibi de değil değerli Bilgecem
          İslam inancına göre, yalnızca insanın değil ve fakat tüm kainatın kaderi Levh-i Mahfuz'da kayıtlıdır.
          "Tedbir takdirin önüne geçemez" sözü tam olarak bu kabulün meyvesidir. İşte , tam da bu nokta
          bende her zaman büyük bir handikap yaratmıştır.
          Şöyle ki: Madem ki kaderimiz biz yaratılmadan önce Levh-i Mahfuz'a kaydedilmek suretiyle belirlenmiştir, o halde
          dünya aleminde işlediğimiz hayır-hasenata mükafat niye, kötülük-şer ve işlenilmiş suçlara ceza niye?

          Bendeniz otuz beş yıldır bu sualin cevabını arıyorum, ama bulamıyorum

          Yorum


          • #50
            Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

            Orjinal yazı sahibi: Şaman TÜRKSOY
            Orjinal yazı sahibi: bilgecem
            Kader meselesi tam olarak sizin anlattığınız gibi değil. Müslümanın lügatında tevekkül denilen bir kavram vardır. Tevekkül kısaca: elinden geleni yapıp takdiri Allah'a bırakmak demektir. Deveni bağla sonra tevekkül et, hadisi bu hakikata bakar.
            Zaten atasözü olmuş: tedbir takdirin önüne geçmez, sözüde bu duruma işaret eder.

            Kader ilmi ilâhinin bir ünvanıdır. Kader Rabb'imizin zaman kavramıyla mukayyet olmayıp olacak ve olan herşeyi önceden bilmesi anlamına gelir. Yani Allah için zamanın başıda sonuda aynıdır.
            Kader meselesi sizin anlattığınız gibi de değil değerli Bilgecem
            İslam inancına göre, yalnızca insanın değil ve fakat tüm kainatın kaderi Levh-i Mahfuz'da kayıtlıdır.
            "Tedbir takdirin önüne geçemez" sözü tam olarak bu kabulün meyvesidir. İşte , tam da bu nokta
            bende her zaman büyük bir handikap yaratmıştır.
            Şöyle ki: Madem ki kaderimiz biz yaratılmadan önce Levh-i Mahfuz'a kaydedilmek suretiyle belirlenmiştir, o halde
            dünya aleminde işlediğimiz hayır-hasenata mükafat niye, kötülük-şer ve işlenilmiş suçlara ceza niye?

            Bendeniz otuz beş yıldır bu sualin cevabını arıyorum, ama bulamıyorum
            Değerli forumdaşım tam da bu noktada Risale-i Nur'un 26 . Sözünü okumanızı rica edeceğim.

            Kader ilmi ilâhinin bir ünvanıdır. Yani kader ilim nevindendir, ilim ise maluma tabidir.
            MEN AMENE BİL KADER EMİN-E MİNEL KEDER.

            Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, 
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!

            Yorum


            • #51
              Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

              Branşları ve bilgi seviyeleri hemen hemen aynı olan iki bilim adamı arasında bilgi yarışması yapılmış. Birisinin seviyesi diğerinden bariz derecede üstün çıkmış. Asistanları heyecanla galip olanın etrafını sararak kutlamışlar ve bu farkın sebebini sormuşlar. "Ben arada bir ilkokul kitaplarını da karıştırırım" diye cevaplamış galip gelen...
              Genellikle klasik eserler için söylenen bir ifadeyi hatırlatmak isterim: Klasikler; insan hayatında değişik dönemlerde defalarca okunmalıdır. Çünkü çocukluk döneminde farklı, gençlik döneminde farklı, yaşlılık döneminde farklı tat ve ders alınarak okunurlar...
              Vazgeçme! Erteleme! Üşenme!

              Yorum


              • #52
                Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                Orjinal yazı sahibi: bilgecem
                Orjinal yazı sahibi: Şaman TÜRKSOY
                Orjinal yazı sahibi: bilgecem
                Kader meselesi tam olarak sizin anlattığınız gibi değil. Müslümanın lügatında tevekkül denilen bir kavram vardır. Tevekkül kısaca: elinden geleni yapıp takdiri Allah'a bırakmak demektir. Deveni bağla sonra tevekkül et, hadisi bu hakikata bakar.
                Zaten atasözü olmuş: tedbir takdirin önüne geçmez, sözüde bu duruma işaret eder.

                Kader ilmi ilâhinin bir ünvanıdır. Kader Rabb'imizin zaman kavramıyla mukayyet olmayıp olacak ve olan herşeyi önceden bilmesi anlamına gelir. Yani Allah için zamanın başıda sonuda aynıdır.
                Kader meselesi sizin anlattığınız gibi de değil değerli Bilgecem
                İslam inancına göre, yalnızca insanın değil ve fakat tüm kainatın kaderi Levh-i Mahfuz'da kayıtlıdır.
                "Tedbir takdirin önüne geçemez" sözü tam olarak bu kabulün meyvesidir. İşte , tam da bu nokta
                bende her zaman büyük bir handikap yaratmıştır.
                Şöyle ki: Madem ki kaderimiz biz yaratılmadan önce Levh-i Mahfuz'a kaydedilmek suretiyle belirlenmiştir, o halde
                dünya aleminde işlediğimiz hayır-hasenata mükafat niye, kötülük-şer ve işlenilmiş suçlara ceza niye?

                Bendeniz otuz beş yıldır bu sualin cevabını arıyorum, ama bulamıyorum
                Değerli forumdaşım tam da bu noktada Risale-i Nur'un 26 . Sözünü okumanızı rica edeceğim.

                Kader ilmi ilâhinin bir ünvanıdır. Yani kader ilim nevindendir, ilim ise maluma tabidir.
                Örneğin bilim adamları yıllar sonrasının hesaplarını yaparak ay ve güneş tutulmasının tarihlerini veriyorlar. Bu bilgi onların ilminden kaynaklanıyor. Ama onlar bu ilimle öyle dediler diye ay tutulmaz. Yani onların ilmi ayı ve güneşi zorlamaz. Kısaca ilim maluma tabi olur.
                Bu misaldeki gibi, Cenab-ı Hak zamanla bağlı olmadığı, zaman Nehri'nde akan bir nesne olmadığı için zamanın başınıda sonunuda aynı anda görüp bildiği için onları yazmıştır. Yani ilmine almıştır. Ama bu ilme alma işi bilgiden kaynaklanır, zorlama içermez.
                Allah'ın zat ve sıfatlarını kudret ve iradesini hep birlikte değerlendirmek gerekir. Yani Allah'ın ilmi böyle ister ama Allah isterse ve hikmeti iltizam ederse müdahalede edebilir. Çünkü kudretinde nihayet yoktur.
                MEN AMENE BİL KADER EMİN-E MİNEL KEDER.

                Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, 
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!

                Yorum


                • #53
                  Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                  http://www.youtube.com/watch?v=0jZex9E95BY#

                  http://www.youtube.com/watch?v=jGjD2-mledg#ws

                  Sevmeyebilirsiniz ama size Cübbeli Ahmet Hocanın Kader konusundaki kısa 2 sohbeti arz etmek isterim.
                  Kader konusu İslamda bile değişik tarikatlar doğmasına sebep olmuş hassas anlatılması ve anlaşılması gereken bir husus olarak görüyorum.
                  Kuran-ı Kerim bir roman gibi okuyup anlamak bizim ilmihal bilgimize göre çok zordur.1400 yıldır Sahih Alimlerimizden gelen Meal ve Tefsirleri okumanızı tavsiye ederim.Örnek olarak Namazın 5 vaktin farz olduğunu ve nasıl bir nizam ile kılınacağını Kuranda bulamazsınız. Peygamber Efendimiz cc. yaptıkları ve hadislerine Hayatımızın her kademesinde uymamız gerekir. Din Allah ile Kul arasındaki ilişkileri belirlemiyor sadece.Mahrem olan kişileri,Komşuluk ilişkilerini,Akrabalara olan bağları,Mirasın nasıl dağıtılacağı,İşlenen suçlara verilecek cezalara kadar açıkça belirtmiştir.Lütfen eleştiri yaparken İmanımızı tehlikeye sokacak cümlelerden kaçınalım.Ben İncil vs. kitapları merak etmiyorum.Sonuçta bozulmuş dindir ve Haşa İsayı Allahın oğlu olarak söyleyen kişilerin sapık bilgileri ile maalesef Müslümanlığı öğrenenemiş bu boş beynimi doldurmak istemem.
                  Bilim/İlim İnsanlığa Rabbin rıza gösterdiği ölçüde verilmiş bir nimetidir.Dünyanın yuvarlaklığından Bilim adamlarının daha yeni keşfettiği bilgilere kadar hepsi Kuranın içinde gizli.Tüm yaptıklarımızı Müslümanlık süzgecinden geçirmeden yapıyorsak İmanımızı sorgulamalı ve tazelemeliyiz. Rabbim Cümlemizi doğru yolda gidenlerden eylesin.Hepimizin duaya ihtiyacı var,Bilime ihtiyacımızdan fazla.Bilmeden kırdı isem affola.Amacım patavatsızlık değil,Sevdiğim Abilerimi,Kardeşlerimi bir nebze olsun aydınlatma çabamdır.
                  Opel İnsignia Sport Tourer Cosmo 1.6T  2010 Metro Mavi+Panoramik Cam Tavan

                  Yorum


                  • #54
                    Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                    Cübbeli Ahmet Hoca önce yüzüne sürülmüş karayı aklasın, sonra vaaz versin
                    Değerli yöneticiler; forumdaşlar arasında ciddi bir polemik potansiyeli oluşturmaya başlayan
                    bu başlığın kilitlenmesini rica ediyorum

                    Yorum


                    • #55
                      Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                      Konu nereden nereye geldi yahu.

                      Güzel güzel okuduğumuz kitapları paylaşıyorduk,konu dini konulara yöneldi. Cemaatlar,tarikatlar...

                      2015 BMW F30 M Sport

                      Yorum


                      • #56
                        Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                        Orjinal yazı sahibi: SOY
                        Konu nereden nereye geldi yahu.

                        Güzel güzel okuduğumuz kitapları paylaşıyorduk,konu dini konulara yöneldi. Cemaatlar,tarikatlar...

                        Birşeyleri birşey olsun diye yazmamak lazım sonrada konu nereden nereye geldi oluyor Mert



                        2009 INSIGNIA 4DR COS 16LET180HP M6 NAV CD500+FLEX+SR+19'' JANT+DERİ

                        Yorum


                        • #57
                          Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                          Oğuz kardeşim ağzına sağlık yazdıklarından sonra konu kapanmasa da mevzu kapanmıştır sanırım.

                          Yorum


                          • #58
                            Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                            Orjinal yazı sahibi: SOY
                            Konu nereden nereye geldi yahu.

                            Güzel güzel okuduğumuz kitapları paylaşıyorduk,konu dini konulara yöneldi. Cemaatlar,tarikatlar...

                            Bence de konu kilitlensin ama şunuda eklemeden geçemeyeceğim: konu nereden cemaate tarikate geldi;
                            Kısaca arz edeyim,
                            Efendim, iman ve islamiyetle ilgili konular İslam âlimlerinin ilimleridir. Yani kısaca tıp ilmi doktora , mimarlık ilmi mühendise ait olduğu gibi; iman ibadet ahiret kader hadis tefsir gibi ilimlerin sahipleride alimlerdir. Biz nasıl hasta olunca doktora gidiyorsak İslami konuları sormak içinde hocalara ve alimlere müracat ederiz ve etmeliyiz. Bazen öyle konular meseleler olurki kişi dahide olsa izahından aciz kalabilir.
                            İşte tam burada işin içine Allah'ın ilim lütfuna mazhar olmuş bizim evliya dediğimiz, bin dörtyüz yıldır asırlardan süzülerek Kuran'ın ve hadisin ışığıyla aydınlanmış bilgiyi (ki biz ona ilim deriz) özümsemiş alimler işe girer. Herkes her zaman her meseleye hakim olamayacağı için ( tek işleri bu meselelerle uğraşmak olan) alimlere başvurulur.
                            Bu meselede kıstas başvurduğunuz alimin izah ettiği meseleyi yaşamasıdır. (Kısaca namaz kılmayan birine namazla ilgili mesele sorulmaz)
                            Buradan hareket edersek; soru sorulacak alimler hayatlarında islamı iman hakikatlerini hadisleri yaşayan insanlar olmalıdırlar. Ben ve benim gibiler (hatta insaf nazarıyla baksalar herkes) böyle alimleri aradığımızda ya Bediüzzaman'ın ders halkasında, ya Mahmut Edendi'nin dizinin dibinde, ya Abdülbaki Efendi'nin tahtı riyasetinde buluruz.
                            Aldığımız (Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in terbiyesi) terbiye bize kendi ilmine güvenmemeyi öğrettiği için biz gider bu alimlerin dizinin dibine çöker ders dinleriz.

                            Siz ve bazı arkadaş bildiklerimizin ağızlarından duyduklarımıza muhalif bir ses çıktı mı ( ki iman münasebetiyle sizi dost bildiğimizden) uyarmayı görev addederiz.

                            Örneğin benim mesajım; ben değerli arkadaşım GÖKHAN akılda kalan bir kitapla ilgili konu açınca bende benim hayatımda silinmez izler bırakan, asrımızın Kur'an tefsiri Risaleleri tavsiye ettim. ( nede olsa Derviş'in fikri neyse zikri odur) bu aşamadan sonra forumdaşlarım bilmedikleri ( okumadıkları için) konular hakkında üstelikte kader gibi imani ( ahireti ilgilgili ve imanı kalpten çıkarabilecek ağır meseleler) meseleleride katınca bir cevap vermek iltizam etti. Sonra laf lafı açar kabilinden buraya kadar geldik.

                            Not: şaman beyin Cübbeli Ahmet Hoca ile ilgili sözlerine katiyen katılmıyorum.
                            MEN AMENE BİL KADER EMİN-E MİNEL KEDER.

                            Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, 
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!

                            Yorum


                            • #59
                              Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                              YA KONUYU NEDEN KİLİTLESİNLER SİZLER AĞZILARINIZI KİLİTLEYİN SİZDEN İSTENİLDİĞİ GİBİ CEVAP VERMEK İSTERENİZ VERİN YOKSA BU KONU POLEMİK OLUŞSUN DİYE DEĞİL, BİR ŞEYLER PAYLAŞILSUIN DİYE AÇILDI....
                              F30 Sport+

                              Yorum


                              • #60
                                Ynt: Unutamadığınız Kitap(lar)...

                                Ah Naci hocam ah...
                                İman ve islamyet ile ilgili konularda ''bence' ile başlayan bütün cümlelerin yanlış
                                olduğunu bi anlayabilsek, o zaman bu konularda ahkam kesmek daha zor olurdu.

                                Avukatım gelmeden konuşmam diyen, doktorunun iki dudağının arasınsından çıkacak kelimeleri
                                tevekkül içinde dinleyen ve hiç itiraz etmeyen kişi konu din olduğunda cesurca ''bence'' demeye başlıyor.
                                Bu cesaret cahil cesaretidir...

                                Yorum

                                İşleniyor...
                                X