Duyuru

Collapse
No announcement yet.

TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

Collapse
X
 
  • Filtrele
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
new posts

  • #16
    Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

    İşte size Fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.
    -1-
    Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7.
    Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle gidiyor.
    Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.
    -2-
    Fin eğitim müfredatı basit ve genel bir çerçeve tanımlamaktan ibaret.
    Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme haklarına sahipler. Öğretmenler de öyle.
    -3-
    Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
    -4-
    Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar.
    İlk okulda öğrencilerin ders dışı/teneffüs olarak geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise ortalama 45 dakika.
    -5-
    Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri.
    Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.
    -6-
    Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okuldur.
    Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli.
    Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor.
    -7-
    Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.
    -8-
    Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
    Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok.
    Eğitim “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek. Eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.
    -9-
    Pek çok Avrupa ülkesi ve Amerika’yla karşılaştırıldığında Finlandiya’da eğitime ayrılan bütçenin daha fazlası sınıf ortamına yansıyor. Çünkü öğretmenler de, yöneticiler de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Bu yüzden Finlandiya’da eğitim maliyetleri çok daha düşük.
    Ancak 15 yıllık kıdemli bir öğretmen ortalama bir üniversite mezunundan daha iyi kazanıyor.

    İşte böyle bir eğitim sistemi başarılı olabilir ama iş yine geliyor dayanıyor ekonomik göstergelere.
    ahlaksızla birlikte yaşayacağına YİĞİTLE ÖLÜME GİT

    Yorum


    • #17
      Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

      Orjinal yazı sahibi: kingdragon
      İşte size Fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.
      -1-
      Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7.
      Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle gidiyor.
      Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.
      -2-
      Fin eğitim müfredatı basit ve genel bir çerçeve tanımlamaktan ibaret.
      Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme haklarına sahipler. Öğretmenler de öyle.
      -3-
      Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
      -4-
      Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar.
      İlk okulda öğrencilerin ders dışı/teneffüs olarak geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise ortalama 45 dakika.
      -5-
      Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri.
      Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.
      -6-
      Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okuldur.
      Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli.
      Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor.
      -7-
      Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.
      -8-
      Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
      Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok.
      Eğitim “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek. Eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.
      -9-
      Pek çok Avrupa ülkesi ve Amerika’yla karşılaştırıldığında Finlandiya’da eğitime ayrılan bütçenin daha fazlası sınıf ortamına yansıyor. Çünkü öğretmenler de, yöneticiler de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Bu yüzden Finlandiya’da eğitim maliyetleri çok daha düşük.
      Ancak 15 yıllık kıdemli bir öğretmen ortalama bir üniversite mezunundan daha iyi kazanıyor.

      İşte böyle bir eğitim sistemi başarılı olabilir ama iş yine geliyor dayanıyor ekonomik göstergelere.
      Güzel ve çarpıcı bir örnek.Ab girme sürecinde,eğitimle alakalı paketlerinde biran önce açılmasını istiyorum.Daha önce uygulanmış ve başarıya ulaşmış sistemden zarar gelmez.Ayrıca dersanelerde tabiki kapansın (siyası içerik yoktur) . Çocuk çocukluğunu,genç gençliğini yaşasın.Bu ülkeye işçide lazım,kaportacıda,kasapta,mühendiste,doktorda.İlla ki üniversite okunmamalı.Çocuk zaten ilkokulda kendini gösterir.Sırf okusun diye uğraş vermenin anlamı yok.Meslek mi değerli,Üniversite mi ??? Tabiki meslek.Yoksa Bahçelievler Soğanlı üniversitesinde mühendislik okumuş bir gencin devletine,kendine ne faydası olur(gerçi bizim gencimiz,üniversite isminde geçen soğanlı yüzünden okumaz da neyse) Yeğenim gidiyor KKTC'de okumaya,hazırlıklar yapılıyor.Yeni cep telefonu,marka ayakkabı ve tişörtler alındı.Evi de tutuluyor.Ne güzel bir hayat !!! Ülkemizin okumuş gençlere ihtiyacı var ya o misal yani.Ben hiç bir şeyine karışmıyorum çok kızıyorlar.Çünkü lisedeyken okuldan atıldığında çok güzel bir iş buldum,kıyamadılar.Başka iş buldum,çocuk çok yoruldu.Ben sanırım yapmam gerekeni yaptım.Büyükleri daha iyi bilir.Çocuğun her dediğini yapacaksın tabi ben nereden bileceğim.Babam beni yanlış eğitmiş sanırım !!!!
      https://www.youtube.com/watch?v=Jem11GNnbzg

      ''Fidan dikmek için en iyi zaman yirmi yıl önceydi.Sonraki en iyi zaman ise şimdi'' İhtiyar Balıkçı

      Yorum


      • #18
        Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

        Finlandiya örneği güzel de, daha çocuğun ayağında giyeceği ayakkabısı yoksa, buz gibi okullarda ders dinlemeye çalışıyorsa, taşımalı eğitim gibi bir garip sistem varsa, örnekler çoğaltılabilir, ne yazık ki bu sistem bizim ülkemize uymuyor. Yıllık gelir 50.000-60.000 dolar seviyelerine çıkarsa, her evde 1,2 en fazla 3 çocuk olursa, güneydoğuda her evde en az 6-7 çocuk var, ben ilkokulu 82 kişilik sınıfta bitirdim mesela. Bir de siyasiler gerçekten eğitim sistemini adam etmeye kalkarsa ancak o zaman böyle sistemler bizde de işe yarayabilir. Her şey ranta dayanmış, özel servisler, dershaneler, özel okullar...
        ahlaksızla birlikte yaşayacağına YİĞİTLE ÖLÜME GİT

        Yorum


        • #19
          Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

          Orjinal yazı sahibi: kingdragon
          İşte size Fin eğitim sistemiyle ilgili 9 şaşırtıcı gerçek.
          -1-
          Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7.
          Yaşları ne olursa olsun, çocuklar okula kendileri yürüyerek ya da bisikletle gidiyor.
          Fin kültürü çocukların bağımsız yetişmesini önemsiyor. Çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran ebeveynler diye bir şey yok.
          -2-
          Fin eğitim müfredatı basit ve genel bir çerçeve tanımlamaktan ibaret.
          Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme haklarına sahipler. Öğretmenler de öyle.
          -3-
          Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. Sadece 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava giriyorlar.
          -4-
          Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama dört saat ders veriyor. Haftada iki saati ise mesleki gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar.
          İlk okulda öğrencilerin ders dışı/teneffüs olarak geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise ortalama 45 dakika.
          -5-
          Tüm öğretmenlerin en az master derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri.
          Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Hiçbir öğretmenin performans nedeniyle işten atılma korkusu yok.
          -6-
          Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yeri okuldur.
          Her çocuğa bir birey olarak değer veriliyor. Çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli.
          Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor.
          -7-
          Fin okullarında spora bol bol yer var ama spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey değil.
          -8-
          Finlandiya’da özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor.
          Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok.
          Eğitim “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek. Eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zeka ve becerileri ne olursa olsun aynı sınıflarda okuyor.
          -9-
          Pek çok Avrupa ülkesi ve Amerika’yla karşılaştırıldığında Finlandiya’da eğitime ayrılan bütçenin daha fazlası sınıf ortamına yansıyor. Çünkü öğretmenler de, yöneticiler de hemen hemen aynı maaşı alıyor. Bu yüzden Finlandiya’da eğitim maliyetleri çok daha düşük.
          Ancak 15 yıllık kıdemli bir öğretmen ortalama bir üniversite mezunundan daha iyi kazanıyor.

          İşte böyle bir eğitim sistemi başarılı olabilir ama iş yine geliyor dayanıyor ekonomik göstergelere.
          keşke bu sistemler bize uygun olsa da uygulanabilse. ama bizim milli eğitim o kadar hantal ve plansız ki...

          mesela bazen idare yanlış yapıyor. mahkemeden dönüyor. milletten dönüyor. bazen idare doğru yapıyor bu seferde ön yargılardan dönüyor. zaten ne yazık ki eğitimimizde sistemli bir program yok. bakanlara ve hatta müsteşarlara göre bile sistem değişebiliyor. daha kötüsü 50 hatta 100 yıllık projeksiyonlarla planlama yapılmıyor. ne yazık ki bütün her şey bakan ve müsteşar değişene kadar gidebiliyor.

          bir de küçük bir hatırlatma: Finlandiya gibi ülkelerin kültürleri bizden çok farklı. bazı okullarda devam zorunluluğu bile yok bildiğim kadarıyla. sadece projelerle eğitim yapılıyor. öğretmenler arasında kutuplaşma yok. idareci olma yarışı ya da idarecisini beğenmeme yok. çünkü makamlar hak edene veriliyor. kutuplaşma yok. çünkü herkesin eğitim sistemindeki yeri belli. siyasi mülahazalara göre mevki belirleme yok.

          ancak ne kadar mükemmel gibi görünse de sistemi olduğu gibi uygulamak pek uygun olmayabilir.
          MEN AMENE BİL KADER EMİN-E MİNEL KEDER.

          Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, 
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!

          Yorum


          • #20
            Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

            ek olarak bizim toplum yapımızla avrupanın toplum yapısı farklı bunu da değerlerndirmek lazım

            Yorum


            • #21
              Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

              Ben biraz tez canlıyım usta, uzun analizler yapamıcam şimdi burda ama söyliyim yakalarsam yapıştırrım videoyu da fotoyu da. Selamlar saygılar.
              2009 - Cosmo - 2.0 CDTI 160 HP - Flexride - Sunroof - Piyano Lake - Infinity Ses - Spor Deri Koltuklar - BlackVue Cams - DVD 800 - Lite Body Kit - OPC Pedallar ve Sinyal Çerçeveleri - Ayna Altı Işıklandırması - 245-40-19 Lastikler Yazlık: Michelin PSS ve PS3 + Kışlık: Kumho KW27 ve Pirelli Sottozero

              Yorum


              • #22
                Ynt: TEAFİK DENETIMLERINE VATANDAŞLARIN KATILMASI...!

                http://video.haber7.com/video-galeri...-yapacagiz-lan
                Bizde kendi kendini ihbar eden trafik magandaları da var.Ben bunlar gibilerinden bahsediyorum.Trafikte birçok ailenin ocağına ateş düşürebilirler.Bunu izleyen yetkililer ne ceza verir?
                "Herşeyi Senin için yarattım diyen" RABBİNE, "Herşeyden senin için vazgeçtim" diyebilmektir AŞK.

                Yorum

                İşleniyor...
                X