Ynt: İNSİGNİA Sizin için ne demek?
Benim düşüncelerimi öyle ifade etmişsinizki benim yazım gibi ve keyifle okudum
[/quote]
Bir anımı paylaşayım. Tarih 02.12.2009, İnsignia'mla yeni tanışıyoruz.Neyi, ne kadar başarabilir hiç bilmiyorum;sınayıp öğrenmek lazım. Yılbaşı tatili iyi bir fırsat olabilir. 30 Aralık 2009;fırsat çıktı,gerekçe de var;biraz gezip kartopu oynar kışın keyfini yaşarız ümidi ile Kartepe tesislerinde rezervasyon yaptırdık;30/31 Aralık geceleri kalacağız, 01.01.2010 dönüş var.Gebze'den yola çıktık, hava açık, yanlış hatırlamıyorsam suhunet altı derece. Kocaeli'ni geçtikten sonra Kartepe kavşağı, ilerliyoruz sıcaklıkta bir eksilme yok.
İlçeyi geçtik,rampaya sarıyoruz,hava sıcaklığı eksileceği yerde artıyor, 8, 9 derken 10 derece. Bende bir hayal kırıklığıdır başlıyor,oysa kartopu oynamaya gidiyorduk.Küçük kızım 'Baba,hani kar topu oynayacaktık,hiç kar yok' diyor;cevap veremiyorum.
Otele ulaşıyoruz, her taraf sonbahar renklerine bürünmüş, hava mutedil,anormal hiçbir şey yok.Klasik Karadeniz bölgesi iklimi ve manzarası.
Ertesi gün (31.12.2009) etrafta yürüyüşe çıkıyoruz, her taraf yemyeşil, çam kokusunu ormanın her köşesinden soluyorsunuz;mis gibi. Dere, tepe epey dolaşıyoruz,karnımız acıktı, akşam olmak üzere, hava sıcaklığının biraz eksildiğini hissediyoruz ama çok değil; dört derece filan. Akşam yemeği için otele dönüyoruz. O gece, hayatımda ilk kez bir mucizeye şahit olacağım aklımdan bile geçmiyor.
Yemeğimizi bitirdiğimizde saat 21:00 sularında, biraz dışarıda hava alalım diyor ve çıkıyoruz. Elif elif bir kar yağışı başlamış, bu aslında bir sürpriz, seviniyoruz;keyifle izliyoruz, yarım saat sonra yerde beş-altı cm kalınlığında bir kar tabakası oluşuyor.
Gece, yılbaşı partisi var, kendimize ayrılan bölüme geçip oturuyoruz.Servis, proğram , saat ilerliyor;içeride sigara içme yasağı var;bir iki fırt çekmek için terasa çıkıyorum.Bir de ne göreyim?O elif elif yağan kar bir sağanağa dönüşmüş ki göz gözü görmüyor,inanamıyorum.Çiğ köftelik bulgur büyüklüğünde yağan kar, yerde yaklaşık on beş cm yüksekliğe ulaşmış ve hiç duracağa benzemeden yağıyor.Gösteri ve sunumlar bittikten sonra odamıza dönüyoruz,saat 01:00 olmuş.Pencereyi açıyor ve izliyorum, hiç rüzgar yok, kar öyle bir dökülüyor ki yarım metre ötesini görmek mümkün değil.Bu şekilde ne kadar seyrettiğimi bilmiyorum, yorgun düşüp yatmışım.
Sabah küçük kızımın çığlığı ile uyandım:Oleeeeee
Ne oldu ufaklık?
Daha ne olacak baba?Heryer bembeyaz, kalk, kar topu oynayalım!
Buraya zaten bunun için gelmiştik, kalktım, kahvaltı için salona indim,hemen hiç kimse yok.Aytül , ben , iki yaşlı misafir ve köpekleri.
Hazırlanıp dışarı çıktığımızda saat 09:50 sularındaydı ve kar yağmaya devam ediyordu.Park yerine bir göz attım, çünkü aslanımın ne durumda olduğunu merak ediyordum.Ama merakımı gideremedim;çünkü, park yerindeki bütün araçlar -tepeden aşağıya- karla kaplıydılar ve hangisi hangisiydi anlamak müneccim işiydi.
Kartopu oyunu, ekmek arası sucuk, kaydırak kayma derken otelden ayrılma zamanı gelip çattı. Arabamı bulana kadar epey aradıktan sonra üzerindeki kar örtüsünü indirmek için on dakika uğraştım.Bir çok lüks araba sahipleri hareket etmek için büyük çaba sarf ederken biz -tereyağından kıl çeker gibi- hiç sorunsuz park yerinden ayrıldık ve unutulmayacak bir günü hafızamıza kayıt ederek dönüşe geçtik.
İnsignia pek çok daha pahalı araçtan iyi performans göstererek yüzümüzü güldürdü,ailecek mutlu olduk. Daha ne isteyelim ki?
Benim düşüncelerimi öyle ifade etmişsinizki benim yazım gibi ve keyifle okudum
[/quote]
Bir anımı paylaşayım. Tarih 02.12.2009, İnsignia'mla yeni tanışıyoruz.Neyi, ne kadar başarabilir hiç bilmiyorum;sınayıp öğrenmek lazım. Yılbaşı tatili iyi bir fırsat olabilir. 30 Aralık 2009;fırsat çıktı,gerekçe de var;biraz gezip kartopu oynar kışın keyfini yaşarız ümidi ile Kartepe tesislerinde rezervasyon yaptırdık;30/31 Aralık geceleri kalacağız, 01.01.2010 dönüş var.Gebze'den yola çıktık, hava açık, yanlış hatırlamıyorsam suhunet altı derece. Kocaeli'ni geçtikten sonra Kartepe kavşağı, ilerliyoruz sıcaklıkta bir eksilme yok.
İlçeyi geçtik,rampaya sarıyoruz,hava sıcaklığı eksileceği yerde artıyor, 8, 9 derken 10 derece. Bende bir hayal kırıklığıdır başlıyor,oysa kartopu oynamaya gidiyorduk.Küçük kızım 'Baba,hani kar topu oynayacaktık,hiç kar yok' diyor;cevap veremiyorum.
Otele ulaşıyoruz, her taraf sonbahar renklerine bürünmüş, hava mutedil,anormal hiçbir şey yok.Klasik Karadeniz bölgesi iklimi ve manzarası.
Ertesi gün (31.12.2009) etrafta yürüyüşe çıkıyoruz, her taraf yemyeşil, çam kokusunu ormanın her köşesinden soluyorsunuz;mis gibi. Dere, tepe epey dolaşıyoruz,karnımız acıktı, akşam olmak üzere, hava sıcaklığının biraz eksildiğini hissediyoruz ama çok değil; dört derece filan. Akşam yemeği için otele dönüyoruz. O gece, hayatımda ilk kez bir mucizeye şahit olacağım aklımdan bile geçmiyor.
Yemeğimizi bitirdiğimizde saat 21:00 sularında, biraz dışarıda hava alalım diyor ve çıkıyoruz. Elif elif bir kar yağışı başlamış, bu aslında bir sürpriz, seviniyoruz;keyifle izliyoruz, yarım saat sonra yerde beş-altı cm kalınlığında bir kar tabakası oluşuyor.
Gece, yılbaşı partisi var, kendimize ayrılan bölüme geçip oturuyoruz.Servis, proğram , saat ilerliyor;içeride sigara içme yasağı var;bir iki fırt çekmek için terasa çıkıyorum.Bir de ne göreyim?O elif elif yağan kar bir sağanağa dönüşmüş ki göz gözü görmüyor,inanamıyorum.Çiğ köftelik bulgur büyüklüğünde yağan kar, yerde yaklaşık on beş cm yüksekliğe ulaşmış ve hiç duracağa benzemeden yağıyor.Gösteri ve sunumlar bittikten sonra odamıza dönüyoruz,saat 01:00 olmuş.Pencereyi açıyor ve izliyorum, hiç rüzgar yok, kar öyle bir dökülüyor ki yarım metre ötesini görmek mümkün değil.Bu şekilde ne kadar seyrettiğimi bilmiyorum, yorgun düşüp yatmışım.
Sabah küçük kızımın çığlığı ile uyandım:Oleeeeee
Ne oldu ufaklık?
Daha ne olacak baba?Heryer bembeyaz, kalk, kar topu oynayalım!
Buraya zaten bunun için gelmiştik, kalktım, kahvaltı için salona indim,hemen hiç kimse yok.Aytül , ben , iki yaşlı misafir ve köpekleri.
Hazırlanıp dışarı çıktığımızda saat 09:50 sularındaydı ve kar yağmaya devam ediyordu.Park yerine bir göz attım, çünkü aslanımın ne durumda olduğunu merak ediyordum.Ama merakımı gideremedim;çünkü, park yerindeki bütün araçlar -tepeden aşağıya- karla kaplıydılar ve hangisi hangisiydi anlamak müneccim işiydi.
Kartopu oyunu, ekmek arası sucuk, kaydırak kayma derken otelden ayrılma zamanı gelip çattı. Arabamı bulana kadar epey aradıktan sonra üzerindeki kar örtüsünü indirmek için on dakika uğraştım.Bir çok lüks araba sahipleri hareket etmek için büyük çaba sarf ederken biz -tereyağından kıl çeker gibi- hiç sorunsuz park yerinden ayrıldık ve unutulmayacak bir günü hafızamıza kayıt ederek dönüşe geçtik.
İnsignia pek çok daha pahalı araçtan iyi performans göstererek yüzümüzü güldürdü,ailecek mutlu olduk. Daha ne isteyelim ki?
Yorum